O “çürük binalar” kimin eseri Ekrem?
- GİRİŞ07.02.2025 09:20
- GÜNCELLEME07.02.2025 10:11
O dönem nüfusu sadece 20 bin olan Ankara, 13 Ekim 1923’te “başkent” ilan edildi.
CHP tek parti iktidarı, “Mustafa Kemal ideolojisi”nin hem “sembolü” hem de “merkezi” yapmak istedikleri kent o günlerde “bozkırı” andırdığı için, acilen bir imar planına uygun şekilde Ankara’yı yeniden inşa etme kararı aldı.
Başkenti sıfırdan imal etme görevi ise Alman Mimar Hermann Jansen’e verildi.
Jansen de bugün yaklaşık 6 milyon vatandaşımızın yaşadığı Ankara’nın en fazla 300 bin kişiye ulaşacağını öngörecek şekilde bir plan hazırladı.
Böylece bozkırın ortasında geniş bulvarları, üç katlı ve bahçeli evleri olan ziyadesiyle yeşil bir başkent inşa edilecekti.
Fakat “Frenk usulü bir şehir yapmak” planı, CHP’nin aç gözlü rantçılarına takıldı.
“Bir Ortaçağ saltanatını yıkarak, yerine çağdaş bir devlet kurduklarını” sanan CHP’liler, Atatürk’ün ölümünün ardından “Jansen’in planını” çöpe atarak, kaçak katlar çıkmaya, çarpık yapılar inşa etmeye başladılar.
Evsiz fakirlere verilmek üzere belirlenen “ucuz arsalar” için de ufak bir kulübe de olsa “yapı” şartı getirilince, Ankara’nın her tarafı gecekondularla doldu.
Böylece, “asri bir cennet”e dönüşmesi hayal edilen Ankara, devasa bir gecekondu çöplüğü oldu.
O dönem yeni Ankara’nın “İmar Komisyonu Reisliği”ni yapan gazeteci Falih Rıfkı Atay bu vurgun düzenini, “Çankaya” kitabında “Bir Şehir Yapmak” başlığı altında şöyle anlatıyor:
“Bir gün imar mütehassısına Atatürk’ün yakınlarından biri için yaptıracağı bir ev projesi getirmişlerdi. Mütehassıs bana geldi: ‘Çankaya’dan getirdikleri için tasdik ettim. Fakat bu sokağa dükkân yapılmayacak’ dedi. O ev şimdiki Mithatpaşa Caddesinde dükkânsız yapılmıştır. Fakat bir İstanbul Milletvekili, garaj bahanesi ile aynı sokaklardan birinde dükkân ‘kaçırdı’. Bir başka milletvekili kat ‘kaçırdı’. Belediye göz yumdu.”
Atay bir başka örnekte ise;
“Yerli imara yıllarca hâkim olanlardan biri, Ankara’ya on parasız gelmişti. Yüz binlerce lira kazandı ve parasını Amerika’ya aktardı. 1945’te New-York’a gittiğim vakit, Ankara’daki ecnebi inşaatından çalan bir hırsız mühendisle onun şirket kurmuş olduğunu öğrenmiştim” diyerek yaşanan inşaat vurgununu gözler önüne seriyor.
CHP’li Atay’ın tam bir asır boyunca memleketi sömüren kendi yandaşları için yaptığı şu tespit ise oldukça ibretlik:
“Sabit olmuştur ki, Mustafa Kemal, şapka ve Lâtin harfleri devrimlerini başarabilecek kadar kuvvetli bir idare kurmuş, fakat bir şehir plânını tatbik edebilecek kuvvette bir idare kuramamıştı.”
Evet!
Atatürk’ün iradesine bile diz çöktüren “imar arsızı” bazı açgözlü CHP’lilerin henüz Cumhuriyet’in ilk yıllarında başlattığı bu çarpık bina inşa etme anlayışı, maalesef yayılarak yurdun dört bir yanına sirayet etti.
Denetimin esamisi okunmadığı için “yaşanacak asri kentler” değil, yıllarca çimentosu ve demiri çalınan “tabut evler” üretildi.
Türkiye, bu kontrolsüz yapılaşmanın en ağır bedelini 1999 yılındaki “Marmara Depremi”nde, yaklaşık 20 bin kişinin canıyla ödedi.
CHP’nin temelini attığı bu tabut evleri temizlemek için irade beyan eden tek lider ise Başkan Recep Tayip Erdoğan oldu.
Göreve gelir gelmez;
“Hiçbir hükümet bu kararı alamamıştır. Biz hükümet olarak ‘kentsel dönüşüm çalışması yapacağız’ diyen ve “Bedeli ne olursa olsun”, “oy kaybedeceksek kaybederiz” sözleriyle bütün riskleri üzerine alan Erdoğan, Türkiye genelinde dönüşüm çalışmaları başlattı.
Sadece TOKİ eliyle “1 milyon 495 bin 526” güvenli konut inşa etti.
Peki,
Kolonları tir tir titreyen ve insan hayatını tehdit eden bu ucube yapıların dönüştürülmesine karşı çıkanlar kimler oldu?
Tabii ki…
Kentsel dönüşümü, “rantsal dönüşüm” diye yaftalayan,
Bu sayede “iktidara oluk oluk milyon dolarların akıtıldığı” iftirasını atan…
Bu binalarla aslında “tarikat mahalleleri kurulacağı” yalanını öne süren…
İnsanların canını ve malını korumaya yönelik kentsel dönüşüm çalışmalarını, “Mülkiyet hakkına tecavüz ediliyor” sözleriyle karalayan…
“Riskli alan” ilan edilen mahallelerdeki kentsel dönüşüm imar planlarını İdare Mahkemelerine götürerek iptal ettiren...
Müteahhitlerle anlaşarak riskli evlerini yıktıran vatandaşlara kendi yönetimindeki belediyelerce “yapı ruhsatı” vermeyen…
Hükümetin Meclis’ten geçirdiği, “6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” tasarısın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne koşan…
Ve!
Yaşanan her felaketten sonra “biz uyarmıştık” diyerek zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışan CHP ve arka bahçesi konumundaki malum oluşumlar…
Evet!
CHP, riskli binalara yönelik “takoz” siyasetini sürdürürken…
Tarihler 6 Şubat 2023’ü gösterdiğinde, Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen 7,7 ile 7,6’lık ikiz depremlerde, 50 bin kişinin ölümüne yine CHP’nin “dönüşmesine” karşı çıktığı o tabut evler sebep oldu.
Hatta onlarca kişiye mezar olan Hatay’ın Emek Mahallesi’ndeki evlerin kentsel dönüşümün kapsamına alındığı halde dönemin CHP’li Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş tarafından dönüşümün engellendiği ve bu konuda mitingler yaptığı ortaya çıktı…
Buna rağmen enkaz üzerinde tepinen malum zihniyet, “Felaketin sorumlusu 20 yıldır bu ülkeyi depreme hazırlamayan Erdoğan’dır” iftirasını atarak pişkinlikte sınır tanımadı.
*
Dün, benzer bir tablo yine herkesin gözleri önünde yaşandı…
“Asrın felaketi”nin ikinci yılı dolayısıyla Adıyaman'a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 201 bininci yuvanın anahtarını hak sahiplerine teslim ettiklerini, yılbaşına kadar da 453 binin konutu depremzedelere teslim ederek felaketin yaralarını tamamen saracaklarını söylerken…
5 yılda 100 bin konut dönüştürme sözü verdiği halde 6 yılda sadece 1354 konut dönüştürebilen ve sonradan dahil olduğu CHP’nin Türkiye’yi nasıl bir “tabut ev” bataklığına sapladığını bilmeyen CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise aynı saatlerde, İstanbul Avcılar’da 3 katlı bir binanın yıkım görüntüleri eşliğinde;
“Türkiye’nin çeyrek asrını heba ettiler, insanları kötü şehirlere, çürük binalara mahkum ettiler. Kâğıt gibi yıkılan bu yapıları yenilemek için topyekün bir seferberliğe ihtiyacımız var. Başka kurtuluş yok” şeklinde hamaset nutukları atıyordu.
Oysa aynı videoda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Murat Yün, İmamoğlu’nun “kâğıt ev” dediği Avcılar’daki o çürük binanın bile 1980’lerin başına, CHP’nin yönetiminde inşa edildiğini itiraf ediyordu.
Bilmem anlatabildim mi?
Zekeriya Say / Haber7
Yorumlar26