Tefeci düzenin yerli mümessilleri iş başında!

  • GİRİŞ14.02.2025 08:40
  • GÜNCELLEME16.02.2025 09:03

TÜSİAD…

Diğer adıyla, Patronlar Kulübü.

Türkiye’nin “durumdan kendine en çok vazife çıkaran” kuruluşu…

Servetlerini, yabancı markaların mümessilliğine ve faiz getirisine borçlu olan TÜSİAD’çılar, yıllardır ekonomik meseleler dışında, neredeyse her şeye maydanoz oluyorlar.

Mesela;

Sağ-sol çatışmalarının giderek tırmandığı 1979 yılında gazetelere ilanlar vererek Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki hükümetin istifasına neden olan onlardı.

12 Eylülcülerin kapattığı 24 bin dernek arasında kendileri de vardı ancak darbeden sonra ilk açılan dernek yine TÜSİAD oldu.

Üstelik…

Darbenin olduğu 1980 yılında, Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin toplam bilanço kârları 124 milyar iken, 1984 yılında bu rakam 655 milyara yükselerek, aslında 12 Eylül’den kimin karlı çıktığını ve kalkışmanın asli failinin kimler olduğunu açıkça işaret ediyordu.

Aynı TÜSİAD…

Türkiye’nin kalkınmasında büyük rolü olan merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın “ekonomi politikasına” da karşı çıktı.

Her ne kadar;

28 Şubat Post Modern darbesinin sacayaklarından biri olan “Beşli Çete” içinde doğrudan yer almamış olsalar da…

“Genelkurmay’la diyalog içindeyiz” diyerek “emir komuta zincirinde” bulunmayı ihmal etmediler.

Refahyol’un devrilmesi sürecinde bir ayakları hep karargâhta oldu.

Merhum Erbakan Hoca’ya dayatılan kararların çoğu aslında TÜSİAD tarafından hazırlanan taleplerdi.

TÜSİAD’ın “tak” diye emrettiğini, darbeciler “şak” diye uyguluyordu.

Anadolu sermayesi, “yeşil-mor-eflâtun” renkleriyle kategorize edilirken, onlar hep baş tacı edildiler.

Hazırladıkları “Türkiye’de Demokratik Standartların Yükseltilmesi” adlı sözde ‘Demokrasi Paketi’ ile yasakçılığın her türlüsünü savundular.

“8 Yıllık Kesintisiz Eğitim” ihanetine destek vererek İHL’li ve başörtülü öğrencilerin eğitim haklarının ellerinden alınmasına önayak oldular.

Halkın kanını emerek semirdikleri yetmezmiş gibi, nüfus cüzdanlarından “din” hanesinin kaldırılmasını bile istediler.

Tabii bunların diyetini,

TSK’dan emekli olan 28 Şubat’ın kudretli(!)generallerini kendi şirketlerinde, dolgun maaşlarla istihdam ederek ödediler.

Yine o günlerde, idam cezasının kaldırılarak bebek katili Apo’nun idam edilmemesini talep eden de onlardı.

Hatta PKK’nın büyükbaşları sırf bu yüzden yıllarca “burjuva” diyerek karşı çıktıkları TÜSİAD’a alenen teşekkür ettiler.

Türkiye’nin en karanlık dönemini kapsayan 90’lı yıllarda, hemen her kumpasın içinde yer aldıkları halde…

Tam 10 yıl boyunca;

“Değil bir ay sonrasını, bir hafta, hatta bir gün sonrasını bile göremiyoruz. Günü kurtarmaya çalışıyoruz. Tünelin ucunda ışık görünmüyor. Dayanacak gücümüz kalmadı” şeklindeki açıklamalarla ağladılar.

TÜSİAD üyesi pek çok isim de “hortumculuk, tokatçılık, banka boşaltma ve hileli iflas” gibi rezaletlere karıştı. Bunların bir kısmı yurtdışına kaçtı.  

Yerli üretim değil montaj, orijinallik değil yan sanayi, alın teri değil faiz merkezli faaliyetleriyle kendilerine işadamı süsü veren ve milli iradeyi ayaklar altına alıp seçilmiş hükümetlere hiza vermeye kalkan TÜSİAD oligarkları, AK Parti iktidarında da rahat durmadılar.

Adeta bir siyasi parti gibi davranarak her hayırlı hizmete muhalefet ettiler.

TÜSİAD’ın bazı üyeleri “Gezi ihaneti” sırasında;

Göstericilere otel kapılarını açarak, ücretsiz internet hizmeti sağlayarak veya “Ne sağcıyım ne solcu çapulcuyum çapulcu” şeklinde pankartlar açarak destek verdi.

“17-25 Aralık darbe girişimi”ne;

FETÖ’den gelen “tespih”lerin ve “ananaslar”ın hatırına sessiz kaldılar.

Sonra da hiç utanmadan;

“Böyle bir ülkeye yabancı sermayenin gelmesi mümkün değildir” diyerek, haşhaşilere yönelik operasyonlara karşı tavır aldılar.

7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra CHP ile “koalisyon” kurulması için Davutoğlu’na baskı yaptılar.

“Katılımcı demokrasi” ve “laik hukuk devleti” gibi gerekçelerle, yeli müfredattan tutun da hemen her konuda ahkâm kestikleri halde…

Ne 28 Nisan e-muhtırasına ne 367 hokkabazlığına, ne de terör örgütlerinin ülkeyi çökertme operasyonlarına karşı net bir tavır almadılar. 

Velhasıl!..

Yıllarca “ekonomi” dışında hemen her meseleye yorum yapan “para baronları”,  dün de TÜSİAD Olağan Genel Kurulu'nda…

Zafer Partisi’nin ırkçı lideri Ümit Özdağ'ın tutuklanmasından, İBB Başkanı İmamoğlu'na yönelik yolsuzluk soruşturmasına, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs”ten tutuklanan Menajer Ayşe Barım’dan, TSK'dan ihraç edilen “disiplinsiz” teğmenlerin ihracına ve gizli bilgileri ifşa edecek kadar zıvanadan çıkan yandaş gazetecilere kadar, kendilerini alakadar etmeyen konularda mesaj verdiler…

Daha önce açıktan destek verdikleri Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı olmak için can attığı ve “ön seçim” tiyatrosunu sergilemeye hazırlandığı bir dönemde gerçekleşen bu zaman ayarlı açıklamanın altında kuşkusuz, TÜSİAD’çıların “meydanı boş bulmaları” yatıyor.

Eğer 12 Eylül darbecilerinden, 28 Şubat cuntacılarından, el altından “ananas” servis eden FETÖ’nin eli kanlı hainlerinden ve Gezicilerden hesap sorar da…

Bunlara her zaman açık destek veren “tefeci düzenin yerli mümessillerini” görmezden gelirseniz, bu tür açıklamaları milletçe daha çok dinleriz!

Sanırım yeterince açık konuştum!

Yorumlar113

  • Ziyaretçi 4 gün önce Şikayet Et
    ALLÂH İslah Etsin
    Cevapla
  • Ralli mrmet 6 gün önce Şikayet Et
    Bu kadarbelli iken hainlikleri hortumcuların yedirmeyelim artık ne mazlumun ne milletin hakkını hakettiklerini verelim kanunu değiştirelim
    Cevapla
  • Ertuğrul 1 hafta önce Şikayet Et
    TÜSİAD denen kaynağı dışarıdan olan dernek adında faaliyet gösteren bu bataklık bizim gibi yaşı kemale ermişler çok iyi bilir. Gençliğimizi elimizden almak milli dini vatan duyguları olmayan bir nesil için bu milletin paraları ile satın alacak sistemler kurdular. Bu akıl yahudi akıldır.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Abdulbaki Yeşil 1 hafta önce Şikayet Et
    Allah cc razı olsun kalbine kalemine sağlık. Ama asıl öz bu Sebatayci Masonik yapıyı tarihsel analizi Ingiliz elçisi ile boğazda balık yiyen EkRum Ayasofya Selanik kırması O.Ozel ve bütün bunlar tesadüf değil. 1916 Ingiliz işgali 15 temmuz gecesi köprünün Anadoluya geçiş açık Anadoludan giriş kapalı ve devamı bunlar bir yerlerde koparılan işler var yine. Ama bu sefer 15 tem mumla ararlar
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Hasan Güner 1 hafta önce Şikayet Et
    maskeli balo bitti. Pandoranın kutusu açıldı. 145 yıldır bu ülkede demokrasi mücadelesi veriyoruz diyen saklı seçilmişlerin kim olduklarını artık bu halk öğrendi. nokta Sorgulamak aklın zekatıdır
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat