Şeyini şey eden Bülent Arınç yine “şey” dedi!
- GİRİŞ21.04.2025 09:05
- GÜNCELLEME21.04.2025 20:31
Cumhuriyet gazetesi okuru Jandarma Astsubay İbrahim Arınç ile ev hanımı Ayşe Sevdiye Hanımın 4 erkek çocuğundan biri olarak dünyaya gelen Bülent Arınç daima muhafazakâr çizgide yol aldı.
Siyasetle üniversite yıllarında tanışan Arınç, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi ve son olarak AK Parti gibi “Milli Görüş” kökenli partilerde görev yaptı.
Yüksek hitabet gücü, onun her zaman ön planda olmasını sağladı.
AK Parti’nin sacayaklarından biri olan ve “şahin” kanadı temsil eden Arınç, partide en sert görüşleri, en keskin ve etkili biçimde dile getiren isimlerin başında yer aldı.
2004 yılında düzenlenen 23 Nisan resepsiyonu davetiyesinde başörtülü eşinin isminin yazılmaması nedenini soran gazeteciye, verdiği;
“Bunun karşılığı, şeyini şey ettiğimin şeyidir” cevabı, siyasi literatüre geçti.
AK Parti kadroları içinde TBMM Başkanı olan...
Başbakan Yardımcılığı yapan…
Hatta kendi kontenjanından oğlunu bile milletvekili seçtiren Arınç, nedense yıllarca muhalefetin bağrına sapladığı o sivri dili zamanla partisine çevirdi.
Abdullah Gül, Hüseyin Çelik, Mehmet Aydın ve Abdüllatif Şener gibi sık sık FETÖ’cülerin düzenlediği Abant Toplantılarına katılması nedeniyle bir dönem hakkında “Abant Kabinesi Üyesi” yorumları yapılan Arınç, 17-25 Aralık sürecinden sonra neredeyse eleştirilerinin hemen tamamını kurucuları arasında yer aldığı AK Parti’ye yaptı.
BBC Türkçe’ye verdiği bir röportajda, “Bu parti Tayyip’in partisi değildir” diyerek, Başkan Erdoğan’ın liderliğini sorgulayan ifadeler kullandı.
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın parti kurmasına dolaylı destek verdi.
Kendi partisine karşı acımasızca eleştirilerde bulunan Arınç, sıra AK Parti muarızlarına gelince merhamette sınır tanımadı.
O dönem Kuzey Afrika turu kapsamında Fas’ta bulunan Tayyip Erdoğan’ın yerine hayalini kurduğu “Başbakanlık” koltuğuna vekaleten oturan Arınç, ortalığı ateşe veren Gezici Vandalların temsilcileri ile görüşerek, “çevre duyarlılığıyla hareket edenlerden özür diliyorum” dedi ve “Mesajı aldığını” söyledi.
Yetmedi…
Bir adım da ileri giderek, Türkiye’nin ilk sivil darbe girişimi “Gezi” ihaneti için “Bu eylemler meşrudur, haklıdır ve doğrudur” ifadelerini kullanmakta sakınca görmedi.
Elini öpecek onca şehit anası varken, “Gülen’in prensi” olarak bilinen Akın İpek’in, kendisiyle aynı yaşlardaki annesi Melek İpek’in elini öpmesi çokça tartışıldı.
15 Temmuz hain darbe girişiminde 252 şehit verdiğimiz halde…
Kamudan ihraç edilen FETÖ’cülere haksızlık edildiğini iddia ederek, “Evime temizlik yapmaya gelen bir daire başkanı kadını gördükçe yerin dibine geçiyorum. Bir benzinlikte pompa tutan bir Danıştay üyesini gördükçe acı duyuyorum” diyerek, örgüt militanlarına sahip çıkmıştı.
Dervişlik taslayarak herkese “kavl-i leyin” (güzel söz) önerisinde bulunan Bülent Arınç’ın merhametinden terör tutuklusu Selahattin Demirtaş ile Gezi ihanetinin finansörlerinden “Kızıl Soros” lakaplı Osman Kavala da kendine düşen payı aldı.
Bülent Arınç, katıldığı bir TV programında;
“Demirtaş’ı tanımak veya onu yargılamak için onun yazdığı ‘Devran’ isminde kitap var. Alıp okuyun. Bu kitabı okuduktan sonra siz Demirtaş hakkındaki kanaatinizi belki değiştirmeyeceksiniz ama Kürtler ve Kürtlerin yaşadığı travma üzerinden kafanızda çok şeyler değişecek” ifadelerini kullandı.
Osman Kavala hakkında ise “Hâlâ tutuklu kalmasına hayret ediyorum” dedi.
Tabii bu skandal sözlere Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “Fitne ateşi” tepkisi gelince..
Bu defa, “Duygusal insanım rencide oldum” diyerek çaresiz “Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyeliği”nden istifa etmek zorunda kaldı.
Buna rağmen bildiğini okumaya devam etti.
Arınç, haydut devlet İsrail’e meydan okuyan ve CHP’lilerin “terörist” dediği Hamaslı mücahitleri de boş geçmedi.
“Senin ne gücün var? Senin gıdanı bile dışarıdan gönderiyoruz. Senin teknik aletlerini, ihtiyaçlarını dışarıdan karşılıyoruz. Sen 2 tane uydurma füze atıyorsun, İsrail’de sinek vızıltısı gibi geliyor” diyerek, Hamas’ı küçümsedi.
Oysa Nemrut’u ölüme götüren de küçücük bir sinek değil miydi?
Evet!..
Ergenekon soruşturmaları sürecinde, “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” dediği için sol kesimin hedefinde yer alan ve “kozmik oda” yüzünden yerden yere vurulan Arınç, artık yaptığı açıklamalarla CHP ve avanelerinin en sevdiği isim haline geldi.
İşte bu övgüye mazhar olmak için elinden geleni yapan Bülent Arınç dün de İstanbul’un 560 milyar lirasını buhar eden ve kurduğu “İmamoğlu Suç Örgütü” ile yolsuzluk, rüşvet ve irtikap suçu işleyen “Ekrem İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanması gerektiğini” söyledi.
Arınç, İmamoğlu'nun tutuklanmasını yolsuzluk soruşturmasına değil, “siyasi duruş sergilemesine” bağladı.
Soru çalarak memur olan FETÖ’cülerin meslekten atılması üzerine “yerin dibine girdiğini” söyleyen Arınç, İmamoğlu'nun sahte diplomasının iptal edilmesiyle ilgili sözlerinde de şaşırtmadı.
Neymiş efendim?
Kazanılmış hak diye bir şey varmış, 35 yıl sonra sahtekârlıkla alınan diploma iptal edilemezmiş. Bu yüzden, “Kumpas kuruldu düşüncesine sahip olanlar haksız sayılmazlar"mış!..
Tabii!
Geçmişte “Osman Kavala tahliye edilmeli” diyen Arınç, dün de Gezicileri ihmal etmedi.
CHP’li Gülizar Biçer Karaca'nın, “Gezi”den mahkum olan TİP’li Can Atalay'a ilişkin Anayasa Mahkemesi kararını TBMM'de okutmasına destek vererek, “Okunmuştur, iş bitmiştir. Bundan sonra gereği yapılmalıdır” dedi.
Arınç’ın yaptığı açıklamada benim en çok dikkatimi çeken şey ise “Lafın çoğu başkasına söylenir” diyerek detay vermekten kaçındığı ima dolu sözler oldu.
Her fırsatta “Ben tok sözlüyüm” diye övündüğü halde, 2004 yılında aklından geçenleri “Şeyini şey ettiğimin şeyi” klişesiyle ifade eden Arınç…
Bu defa, “Bir şey değişir her şey değişir” diyerek, meçhul bir iradenin günü geldiğinde “Oturun oturduğunuz yerde. Herkes haddini bilsin” diyeceğini söyledi.
Programı hazırlayan gazeteci Talat Atilla bile “siyasi bir irade mi?” diyerek, yanlış anlaşılmanın önüne geçmeye çalışırken…
Darbe fısıltılarının kulaktan kulağa dolaştığı şu sıralar, babası Cumhuriyet gazetesi okuyan eski bir asker olan Bülent Arınç ser verip sır vermediği o “irade”yi doğrusu çok merak ettim!..
Zekeriya Say / Haber7
Yorumlar103