Sosyal medyada son zamanlarda gözleri bağlı Filistinlilere yönelik kötü muameleye dair birçok rahatsız edici video ortaya çıktı. Bunlardan biri, işgal altındaki Batı Şeria'daki İsrail askerlerinin, gözaltındaki gözleri bağlı Filistinlileri sekiz saat boyunca sürekli olarak "Meni Meni Meni Mamtera" adlı bir çocuk şarkısını dinlemeye zorladığını gösteriyor.

Bir işkence yöntemi olarak göz bağlamanın göz hasarı, yaralanmalar, anksiyete, panik ataklar, yönelim bozukluğu, bilişsel sorunlar ve halüsinasyonlar dahil olmak üzere hem kısa hem de uzun vadede derin psikolojik ve fizyolojik sonuçları var. Duyusal yoksunluk, gözleri bağlı kurban ile sorgulayan arasındaki güç dengesizliğini daha da kötüleştirir, kurbanın savunmasızlık, korku ve güçsüzlük duygularını güçlendirir. Görme kapasitesini engelleyerek kurban diğer duyulara daha bağımlı hale gelir, bu da fiziksel acıyı ve sorgulamanın etkisini yoğunlaştırır.

Bu taktik aynı zamanda kurbanı insanlıktan çıkarmaya da yarar. Sorgulayıcılar kurbanların çevreleriyle ve sorgulayıcıların kendileriyle görsel bağlantısını engeller, kurbanların kişisel kimlik, öznellik ve eylemlilik duygusunu azaltır; sorgulayıcılarının kontrol uygulamasını kolaylaştırır. Yöntem kurbanın yönelim bozukluğu, nesnelleştirme ve telkine açık olma duygusunu artırır. Bu tür kasıtlı duyusal yoksunluk, kurbanın sorgulama sırasında baskıya yenik düşme olasılığının daha yüksek olduğu bir ortam yaratmayı amaçlar.

Göz bağlama ve işkencenin kullanımının yaygın olarak insan hakları ihlali olarak tanımlandığını kabul etmek hayati önem taşır. Ancak İsrail dünyayı soykırım eylemlerine karşı gözlerini bağlamaya ve uluslararası kamuoyunu bu eylemleri kınamaktan alıkoymaya çalışırken bile, gördüğümüzü görmezden gelemeyiz. Filistinliler, küresel toplumu bakışlarını İsrail'e dikmeye ve bu tür uygulamaları sürdürenleri sorumlu tutmaya çağırıyor...

Zeynep Gül / Haber7