İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı yakın tarihte yaşanan diğer çatışmalardan daha fazla gazetecinin ölümüne yol açtı. Peki Batı medyası neden hâlâ sessiz?

İsrail'in gazetecilere yönelik şiddet kullanma konusunda uzun bir geçmişi var , dolayısıyla Gazze'de gerçekleştirdiği öldürme sayısı çok da şaşırtıcı değil.

Nitekim Gazetecileri Koruma Komitesi'nin (CPJ) 2023 tarihli raporunda , İsrail'in Filistinli gazetecileri hedef alıp öldürmesinin "on yıllardır devam eden bir örüntü" olduğu belgelendi.

Örneğin, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün yaptığı bir araştırma , İsrail'in 2012'de dört ayrı olayda "gazetecileri ve medya tesislerini" hedef aldığını tespit etti. Saldırılar sırasında iki gazeteci öldürüldü ve birçok kişi yaralandı.

2019 yılında Birleşmiş Milletler komisyonu , İsrail'in 2018 yılında iki Filistinli gazeteciyi "kasıtlı olarak vurarak" her ikisinin de öldüğünü tespit etti.

Daha yakın bir tarihte, 2022'de İsrail, Batı Şeria'da Filistinli Amerikalı gazeteci Şirin Ebu Akleh'i vurarak öldürdü.

Batılı gazetecilerin Gazze'de en az 100 Filistinli gazetecinin öldürülmesi karşısındaki göreceli sessizliği ve sakinliği, İsrail'in gazeteciliğe karşı yürüttüğü ve tüm gazetecileri tehdit eden savaşın daha geniş bağlamı düşünüldüğünde daha da şok edicidir.

Ekim ayında, mevcut savaşın başladığı sıralarda İsrail, Batılı haber ajanslarına, Gazze'ye giren gazetecilerin güvenliğini garanti etmeyeceğini bildirmişti .

O tarihten bu yana İsrail , uluslararası gazetecilere yönelik yasağı sürdürüyor , hatta Kasım 2023'teki çatışmalara verilen kısa ara sırasında onların Gazze'ye girmesini engellemek için bile çalışmalar yürütüyor.

Kuzey Amerika ve Avrupa'daki haber kuruluşları birkaç istisna dışında beyan ettikleri ilkelerden vazgeçip Filistinli meslektaşlarının toplu halde hedef alınmasına ve öldürülmesine destek verme konusunda başarısız oldular.