Evet hikmet mü’minin yitiğidir. Ancak yitiğimizi ‘Batı’ nın bit pazarından önce -ön yargısız- kendi medeniyetimizin ve tarihi birikimimizin derinliklerinde arayalım.. Üstad C. Meriç ne güzel idfade etmiş : "Mefhumların kah gülünç, kah korkunç maskelerle raksa çıktığı bir karnaval balosu, fikir hayatımız. Tanımıyoruz onları, nereden geliyorlar bilen yok. Fir’avunlara benziyorlar, kalabalığa çehrelerini göstermeyen fir’avunlara. Ve aydınlarımız, o meçhul heyulalar için ehramlara taş taşıyan birer köle........Hristiyan Avrupa’nın bu habis kelimelerinden bize ne? Bu maskeli haydutları hafızalarımızdan kovmak ve kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu. "

esed ve sisi. nesli yok ediyor,ekinleri yok ediyor...var mı ekin ekebilen,ekmeği evinde emin olan...ekmeğe muhtaç etmiyorlar mı??? fesatçıların mümin kalbinde yeri olamaz....nesil neden helak edilir? firavun neden erkek çocuklarını katletmişti?elbet ki saltanatının devamı için...o halde neslin yok edildiği yerde birilerinin firavunca saltanat hevesi vardır...ekin neden yok edilir?? açlıkla kendi nefislerine köle etmek için,zira köle olanlara ekmek verilecektir..herkes ekemez,herkesin anbarı dolamaz.saltanat sahibinin anbarı dolu olmak zorunda.yani herkes ağa gibi yiyemez,ağa gibi içemez ve ağa gibi giyinemez,bir foter şapka bile olsa..fesatçıları seven içimizdeki esedcileri ve sisicileri de sevemeyiz,övemeyiz.

nesli ve ekinleri yok ederler. "iş başına geçtiğinde yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak,ekini ve nesli helak etmek için didinir.allah ise bozgunculuğu sevmez.ona 'allahdan kork' denildiği zaman onun üstünlüğü (izzeti,makamı) kendisini günah işlemeye sevk eder.cehennem de onunhakkından gelir.o,gerçekten ne kötü yataktır" bakara 205-206......."ve insanlardan öyleleri de vardır ki allahın rızası için kendi nefsini satar.ve allah kullarına çok merhametlidir" bakara 207...iki insan ve iki çehre...gücünü 1- ifsatta kullanan 2- ekinleri yok eden 3- nesli yok eden ..diğeri ise 1- allah rızası için canını malını allaha satan...yani cennete karşılık dünyadaki varlığından vazgeçen.hayatım,badetim,ölümüm alemlerin rabbi içindir diyerek kendini adayan.allahın rızasına giden yolda zulum yoktur,gasb yoktur,insandan nebedata,hayvanaat kadar hiç bir şeye zulum yoktur,ifsat yoktur.yalan,hile yoktur.eminlik vardır,emanlık vardır

SİSİ GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN. Bir sürece girdi. Bu darbe ile kendine darbe vurdu. Sonu çok kötü olacak.

çarşı pazara bakın. alıcıların ve satıcıların dürüstlüğüne bakın,kamudan hizmet alandan pikniğe gidenlerine kadar bakın..islam hayatın neresinde??? öyleyse daha bir şeylerin zamanı değil? her nefis kendini düzeltmedikçe allah gidişatımızı düzeltecek değil...layık olduğumuz sistem sizce nedir?allahın siz buna layıksınız dediğini değiştirecek de kimdir???

pirematüre doğum (erken doğum). prematüre doğumlarda,hayatsal risk vardır.sıkı bakım gerekir.düşük ağırlıklıdır,zhinsel ve fiziksel yeterliliği noktasında şüpheler vardır.kaygılı anne baba vardır..aynen böyle de islami duyarlılığın tam olmadığı fakat tamama doğru yöneldiği bir evrede,bu duyarlılığı yok etmek için erken doğum olsun diye,bebe düşsün diye anneye her türlü zehir ilaç diye verilmekte,ve anneye uzun kısa atlamalar yaptırılarak bu duyarlılık erkenden düşsün diye,islam güçlendi,islam zamanı,haydin müslümanlar zamanı,eylem zamanı diyerek cesaretler zerk edilmekte..müslümanlar akletmek,tefekkür etmek,sabretmek,akıllı olmak,maymun iştahlı olmamak,tezcanlı olmamak durumundadır...bir el hareketi ile rejim yıkıldı,bir el hareketi ile rejim kuruldu,bir el hareketi ile yıllarca bir arada yaşayan insanlar bir birlerine kırdırıldı...esedin kimyasalı,sisinin baltacıları vs.vs..hepside zamansın bir doğumun anomalisidir.

kızıldenizden,dicle ve fırat menbaına kadar koridor açılıyor. bu çizgiden öte isteme haklarıda mahfuzdur...yani hem kızıldenizin ötelerinde,fırat ve dicle menabının ötelerine kadar her yer arzı mevud...herkes arzı mevuda hizmet ediyor.kürtler özerk bölge isteriz diye himayelerinde yaşadığı ülkeye kurşun sıkıyor.manevi değerler için değil sadece ırksal bir dava güdülerek,genci kadını silah altına alınmaya çalışılıyor...islam dünyasını bir arada tutan manevi ilkeler,veya allahın ipine sarılma (hablillah) yerine şeytani,hevessel ve batıl iplere sarılarak,birbirlerini öldürmek üzere cepheleşip mevzileniyorlar..akibet elbette mutakkilerindir.ölselerde,sağ kalsalarda zafer islamın ve mutakkilerindir..fakat akibete kadar ki süre içerisinde batılın ve batının işine yarayan cepheleşmeler diri tutulmaya çalışılmaktadır..arzı mevud ümidlenmekte,batı sevinmekte..halbu ki tüm insanlığa faydalı sofra,islamın sofrasındadır.

ihvanın içini boşaltma ve cihadı örtbas etme çabası!. ihvanı islami değerler için değilde mısırdaki el ezher ve selefi şeriatçılara karşı laik düzeni korumaya çalışan bir yapı olarak gösteren AYŞE BÖHÜRLER den sonra yine aynı gürühtan bir yazı.Güya ihvan batı tarzı demokrasi ve çoğulculuk için savaşıyormuş.Cihat için ümmet için şehadete yürüyen,şeriat için meydanları kanlarıyla sulayan bu şehitlere bu iftira en büyük günahtır.sisinin kurşunları bile bu iftiranın yanında bir hiç kalır.

......... demokrasicilik oyuna ihvan a bir nevi tuzak olmuştur, ikinci bir tayyip,hele hele islamın öz değerleriyle ortaya çıkan biri global ergenekona fazla gelmiştir, haliyle ikisinin de ipi çekilmiştir,çekilmiştir çekilmesine de bu sefer hesap tutmayacaktır Allah ın izniyle..islam bir sistem önermez,krallık ta,padişahlık ta,hatta askeri yönetim de olabilir,islam şekle değil içeriğe ve işleyişe bakar! lütfen batının ilk fırsatta yedikleri meşhur demokrasi putuna bu şekil iltifat etmeyiniz sayın face arkadaşım; davanız ve sancınız bana sahici geliyor lakin kavramlarınızı an itibari ile ve her daim müteyakkız olmak üzere vahye arzediniz.

Allahı her anışımız..aslında Bilimi anışımızdır... Bir fakiri doyurmamız, bir yetime şefkatle yaklaşmamız aslında kainata kök salmış Rahmet sıfatının küreleri ve peykleri korkunç heybetlerine rağmen çaresizlerin emrine musahhar etmesini akıl penceresiyle tanımlamaktayız.. Eşyanın ne için yaratıldığını anlamakta ve insanoğlunun hizmetine niçin verildiğinii anmaktayız. Elimizle, dilimizle ve tavrımızla edilen her iyilik, her müspet müspet netice ve Salih ameller denilen toprağa saban çalışımız, makinaya soktuğumuz hammadde , santrali beslediğimiz radyoaktif madde, yüksekten akan suyun akış gücü, kendini gravitasyonel, manyetik, kimyasal ve fiziksel gibi nazari ilimlerle tanıtan, Kainatı akıl almaz harman yeri yapan, milyonlarca prosesi aynı anda işleten bir Tanrının efalini, Rasyonalizm kanunlarının bize verdiği ve açtığı pencerelerden seyretmekteyiz.

mısır,hasan el bennanın,seyyid kutubun "la ilahe illallah" temelli davasının coğrafyasıdır. seyyid kutubda amerika görmüş bir sosyologtur.amerikada,müslümanların horlanması ve müslümanlara karşı yapılan dalavereler seyyid kutubun akletmesine ve tefekkürüne sebeb olmuş ve hidayet ateşi amerikada kalbine düşmüştür.s.kutub için amerika hidayete açılan bir kapıdır.idam edilmesine sebeb amerika görmüşlüğü değil,hakkı ve hakikati görmüşlüğüdür.mısır yönetiminde firavunları görmüşlüğüdür.hapishane ortamında yazdığı islami mesajlar,mısır ve dünya halkları arasında yer bulmuştur.zira kalemin yazdıkları şehadetle son bulmuştur.hasan el bennanın kahvelerde ki tebliği,şehadete rağmen seyyid kutubun tebliği boşa çıkarılmasın isteniyorsa,mısırda sergilenmesi gereken tavırda bu iki alimin tavrıdır..humeyniye soruyorlar "şaha ne yaptınızda,şah kaçtı"? sadece "allahu ekber" dedik şah kaçtı diyor..küfr üzerine korku salacak içtenlikle allahu ekber demeden,firavunlar ve şahlar devrilmez

çamura batmışlara beyaz takım elbise veya beyaz pantolon gömlek giydirebilir misiniz?. bir gün düşündüm ve kendime dedim ki mısır olaylarının benzeri türkiyede olsaydı yerimiz neresi olmalıydı?? şu an bir çok insanın kalbinde volkanların patlamasına sebeb olamayacak derecede,uyuyan yanardağlar misali az bir potansiyel enerji var,bu potansiyeli kinetize ederek tamamen söndürmek söz konusu iman olunca anlamsızlaşır ve söndürülen iman olur..her bir nefis dağda bir kese altın veya gazeteye sarılı farzedelim 3 bin lira veya 100 tl bulunca eğer ki gönül hoşluğu ile kendi nefsine harcıyor ise,bu kabiliyette ki bir millete layık olan yönetim "islam" olamaz.eğer ki dağda dahi bulsak bulduğumuz paranın sahibini arıyor isek,siftah yapan esnaf aynı mal komşumdada var ben siftahımı yaptım diyebiliyor ise,dikenli ağaçların olduğu bir yoldan giden bir insan kul hakkıdır diye o dikenlerden kırıp dişini kurdalamıyor ise,işte o zaman layık olduğumuz yönetim islamdır,başkası kesmez..

Hikmeti,fazileti,erdemi DEMOKRASİ putunda arama basiretsizliği... İhvanımız İslam Şeriatı uğruna ölüyor, demokrasi için değil..Yitirdiğimiz hikmeti hala Batı'nın demokrasisinde arayan "rasyonalist" yazı yazarda bir değişiklik yok..Böyle bir dilde ısrar ettiğine göre Tv'de ekran yüzü, büyük gazetelerde köşe veya belki de milletvekili adaylığına oynuyor demektir...Haber7'nin suyu ısınıyor...