Evde kalmış yahut müzmin bekar!. Meryem Hanım, sizin atladığınız bir şeyi yorumcu bir arkadaş hatırlatmış: bayanlara evde kalmış deniyor, ama erkeklere de müzmin bekar. Yani sanmayın ki erkekler bu konuda rahat. Sadece yaş konusunda erkeklere biraz daha toleranslı davranılıyor. Sebebi de okumak, askere gitmek, iş bulmak, kurmak derken yaş ilerliyor, mecburen.. Lisans, master, doktora bitsin, şidmi vakit yok, sonra bakarım diyenler zaten 30u buluyor, yani müzmin bekar oluyor (şekil 1-a'daki bu yorumun sahibinde olduğu gibi). Sonra her karşılaşılan kişi, --hala bekar mısın?-- diye sorup gerçeklerle yüzleştirince müzmin bekarlık iyice benimseniyor.. Başbakan bu olaya bir el atsın, öyle her evlenen çifte en az 3 isterim demekle olmuyor, önce evlendirmek lazım.. Yanlış mıyım? Bu sorun hakikaten ciddi boyutlara ulaşmış gözüküyor. Dinden uzaklaşmanın bir sonucu da bu herhalde.. [Not: darkness pen mahlaslı yorumcuya tamamen katılıyorum]

EVLENMEYENLERİN ÇOĞU YANLIŞ TUTKU VE TAKINTILARINA MAĞLUP OLANLAR!-2. -Evde kalmış kız-tabiri bizce yanlış.Evde kalan/evlenmeyen erkek yok mu?Var tabi.Şahsen gençken evlenmeyi düşünmüyordum..Sonraları yanlış olduğunu fakettim.Evlendim..Yani evlenmeseydim-evde kalmış- erkek mi olacaktım?Kimbilir o zaman bana ne acaip kulplar/alkası olmayan lakaplar takacaklardı..Burada söylemek istediğim şudur.Evlenmeyen insanların çoğunun saçma sapan/bize göre anlamsız tutkuları var.Kaprisleri,lüzumsuz hayalleri ve istekleri..Bunlara mağlup oldukları için evlenmeleRinin önüne kendi kendilerine adeta bir set /duvar çekiyorlar.Bunları etrafındaki bilge kişilere danışarak aşmalılar.Şüphesiz evlilik ömür boyu fedakarlık isteyen bir şey.Çoğu kişide bundAn kaçtığından evlenmiyor.Yanlış kanaatle-bekarlık sultanlık-diyorlar.Mesela bir bayan öğretmen!Kamuda işe girmeden! evlenmeyeceğini söylüyor.Başkalarıda var tabi.Kadınlardaki beğenilmek duygusu da etkili.-Sevmeyenle neden evleneyim?diyor.Haklı gibi.Başka sebeplerde var.Mesela ÇOK SEÇİCİLİK yaş ilerledikçe seçiVesSELAM

ciddi bir sorun. yazar benden bahsetmış sanırım. evet yas kırka dayandı. evleneyım dıye cabaladım ama bi tane de duzgun ınsan cıkmaz mı ınsnaın karsısına. gorustugum adayların sayısı bellı degıl yıne de dengımı bulup kurmayı amacladıgım o yuvaya kavusamadım.aynı durumda cok arkadasım var.soyle adam gıbı bırılerı cıksa da everse bizi diyecem ama kımse kımsenın umrunda degıl artık . yazara cok tesekkur ederım. bızi dusunup dertlendıgı ıcın birazda huzunlendım kendımı bakımevının bahcesınde buldum bi an.. cok kötüüymüşşş yaaa

EVDE KALMAMAK İÇİN KÜLTÜRSÜZ BİR CAHİLE VARILIR MI?. Malesef bu konuda kızların başının eti yendiği için bu endişeyle ilk önüne gelenle evlenen yüzlerce insan var. Oysa evlilik akıl, iman, sevgi işidir. Cehalet evliliğe yıkım getirecektir.

BİRAZ DA DOĞRUYU GÖRELİM. Yuva kurmak ya da buna vesile olmak, elbette hayırlı bir davranıştır ve dinimizce de teşvik edilmiştir. Ancak, günümüzün popüler kültüründe hep olumsuz örneklerle erkeklerin tümü hakkında çıkan mahkûmiyet kararı, erkeğin gittikçe uzaklaşmasına ve kaybına sebep olmaktadır. Öyle ki, bugünkü kadar erkeğin anormal biçimde suçlandığı ve günah keçisine dönüştürüldüğü; aynı abartıyla kadının da -ne yaparsa yapsın- daima mağdur ve mazlum sayıldığı bir dönem olmadı hiç. (İnanmayan, şu bizim Feride'yi okusun.) Koca adayı, kendisinden her türlü kötülük beklenen potansiyel bir hain olduğu için, gelin hanım ve ailesi mümkün olduğu kadar "tedbirli" davranırlar. Bu kadar güvensizliğin ve önyargının olduğu yerde selamlaşmak bile mümkün değilken, bir yuva nasıl kurulur? Sonuç: Erkek "müzmin bekâr"dır; kız ise "evde kalmış"tır.

düzeltme. bu yazıyı evlenmediğimden dolayı çok üzgün ve ümitsiz vs olduğum için yazmadım, bazı arakadaşlar öyle anlamış sanırım ki "asıl beratımızın nasıl olacağını dert edinelim" demiş, ben de aynısını yazmış ve öykü sonunda evli olalım veya olmayalım ahiretimiz güzel olsun, ha bu dünyadan da kimseye muhtaç olmadan göçelim ama diye dua etmiştim. yazıyı yazma amacım dert yanmak değil, bilakis olaya bir de insanlar bu açıdan baksınlar, yani evde kalanlar her zaman armutun sapı üzüm çöpü dedikleri, kendilerini çok beğendikleri vs için evde kalmış değiller, hep suç onların değil, bunu bilip buna göre yorum yaplım hayatın bu yönleri de var diye yazdım. amacım asla sızlanmak kendime acımak değil, amacım ne şekilde yaşarsam yaşayım Allah'ın rızası üzere olmak, ama bunu yaparken hayat tecrübemi başkalarını uyarmak için kullanabilirim, bakın kadınları aşağılamayın belki hakikaten geçerli sebebi vardır diye. Yazımı okumaları için tavsiye eden arkadaşa teşekkürler, o beni anladı sanırım. :)

Darkness Pen'in öyküsünü okuyun. Aşağıdaki yorumlardan Darkness Pen'in "evde kalma" öyküsü çok etkileyici. Bu öykü gösteriyor ki, aslında en önemli sorunlardan birisi, ailelerin yanlış baskı ve yönlendirmeleri.

Ümitsizliğe kapılmayalım. Ben henüz kimseyi evlendiremedim.Kendim dahil:) Bekar olduğum halde çevremde uygun olduklarını düşündüğüm insanları birbirine tavsiye ettim.Ama HENÜZ başarılı olamadım. Ümidimi kesmiyorum çoğu zaman kendimde evli olmadığım için aracılık görevini başkalarına fısıltı yolu ile devrediyorum.Şu kimseler uygun gibi. Aynı durumuyazar gibi herkese tavsiye ediyorum.içimizden bekar olanları evlendirmek bizim görevimiz (farz). Ayrıca kırk yaş konusundada haklı yazar.Türkiyede ortalama evlenme yaşı 25 lerde olsada en üst sınır büyük şehirlerde lisans mezunu otuzu geçmiş kırkına yol alanlar azımsanmayacak şekilde artmaya başladı.Okuyucu arasında henüz evlenmeyenlerin ümitlerini kaybetmemelerini tavsiye ediyorum onlara uygun kimselerin mevcut olduğunu düşünüp her karşılaştıkları kimseye -evlilik teklifi ile gelen- olumlu bir gözle bakmalarını ümit ediyorum. Evlilik kararı vermenin kolay olmadığını biliyorum Allah tüm evlilerimizin muhabbetlerini artırsın bekarlarımıza da muhabbetli yuvalar nasip et

nasıl evde kaldım 4. 10) Şimdi ne mi yapıyorum, benim imtihanımın da bu olduğunu düşünüyorum, öyle ya "insanlar inandık demekle bırakılabileceklerini mi zannediyorlar" (Ankebut) olaki, diyorum evlenmez de(Görünüş onu gösteriyo)yalnız yaşlanırsam (meryem hanımın bahsettiği kadınlar gibi)hergün Allah'a dua ediyorum kimseye muhtaç olmadan öleyim Allahım diyorum. Herşeyin ömrüm boyunca hayırlısını istedim Allah'tan, elbette evlilik önemli, eşin çocukların sevdiklerinle mutlu bir yuvada olmak,ama olmuyorsa (ki yuvası olan pek çok insan da da huzurun olmadığını görüyoruz)Allah'a şükür sığınacak bir Allah'ımız var ve bu dünya bi gün nasıl olsa bitecek Allah ahiretimizi güzel kılsın :)

nasıl evde kaldım 3. evet evde böyle kalınır, seni istediğine vermezler (ki birini istemen ayıptır zaten, öncelikle istediğin için suçlusun)sonra istemediğin birine (ki senin de istenmediğin) zorla vermeye kalkarlar sonra da tüm herşey için seni suçlarlar. sonuç: tüm bunlardan kız çocuğu olarak dünya gelmenin ne çileli bişi olduğunu öğrendim

nasıl evde kaldım 2 (editör, aslında ikinci bölümü yadım ama gönderemdim sanırım bi daha yazıyorum yok eğer geldiyse bunu yayınlamazsın). Ailem: Olsun sen çok mu iyisin (aradan böyle 3-4 sene geçer) 8)yaş artık 30 olmuştur,artık dünür de gelmez :D, Aile bunalıma girip kızlarını da bunalıma sokmaktadır ve tüm suçu kızlarına bulurlar, ama der kız"ben hiç sizin sözünüzden çıkmadım", aile sözlerinden dışarı çıkmadığı için kızlarına kızarlar, kzımızın kültürü eğitimli olması hiç önemli, değildir, hala bekar oluşu onu son derece değersiz bir varlık yapar, artık kim olursa olsun, birisini bulmalı ve evlenmelidir 9) gel gör ki kızımızın artık kimseye güveni kalmamıştır, ailesine sadık çocuklarına adam gibi baba olacağına dair itimat edeceği birisini çevresinde görememektedir, biraz da hayat felsefesi oturmuştur, hayat felesene uymasa da evlen biriyle der aile,kız inançlı namazını aksatmayan birini olsun der, kriter olarak Allah'a bağlı birini istediği için yine kızılır kıza, evden kaçarak evlenen kızlar, anne babaya karşı gelerek evlenen dediklerini yaptıran kızlar onların gözünde çok değerlidir, sen değilsindir.

nasıl evde kaldım 1. 1)ailem okula düzgün gelip gitmemi, iş sahibi olmamı, kendimi sadece derslerime vermemi, onları yüz kızartıcı bir eylemimle utandırmamamı tavsiye etiler (itirazım yok güzel tavsiyelerdi, dedikleri gibi yaptım) 2) Üniversiteye giderken uyarıldım, "biz seni okumaya gönderiyoruz, uygunsuz davranıp birileriyle flört etmeye değil!" (bu da güzel tavsiye, tamam) 3)(mezun oldum) şimdiki tavsiye "iş bulmadan evlenmek yok" (O da tamam) 4)(mezuniyetten 2 sene sonra işe başladım) "işe başlar başlamaz evlenmek yok, çünkü biz seni okuttuk, sana para harcadık, birisi kızını okutmuş da kızı babasına bir gömlek bile almadan hemen evlenmiş" (o da tamam) 5) (2 sene sonra ben aileme: "Birisi benimle görüşmek istedi görüşebilir miyim lütfen") Ailem : Hayatta olmaz, aynı memleketli değiliz Ben.Emin misiniz, hiç mi olmaz Ailem: Olmaz! Ben: Tamam o zaman :( 6)(1 sene sonra eve dünürcü gelir) Ailem: Bu adamlar memleketlimiz kabul et Ben: Ama ben bu adamı ömrümde bi kere bir saat gördüm

EVLENMEYENLERİN ÇOĞU YANLIŞ TUTKU VE TAKINTILARINA MAĞLUP OLANLAR!-1. -Evde kalmış kız-tabiri bizce yanlış.Evde kalan/evlenmeyen erkek yok mu?Var tabi.Şahsen gençken evlenmeyi düşünmüyordum..Sonraları yanlış olduğunu fakettim.Evlendim..Yani evlenmeseydim-evde kalmış- erkek mi olacaktım?Kimbilir o zaman bana ne acaip kulplar/alkası olmayan lakaplar takacaklardı..Burada söylemek istediğim şudur.Evlenmeyen insanların çoğunun saçma sapan/bize göre anlamsız tutkuları var.Kaprisleri,lüzumsuz hayalleri ve istekleri..Bunlara mağlup oldukları için evlenmeleRinin önüne kendi kendilerine adeta bir set /duvar çekiyorlar.Bunları etrafındaki bilge kişilere danışarak aşmalılar.Şüphesiz evlilik ömür boyu fedakarlık isteyen bir şey.Çoğu kişide bundAn kaçtığından evlenmiyor.Yanlış kanaatle-bekarlık sultanlık-diyorlar.Mesela bir bayan öğretmen!Kamuda işe girmeden! evlenmeyeceğini söylüyor.Başkalarıda var tabi.Kadınlardaki beğenilmek duygusu da etkili.-Sevmeyenle neden evleneyim?diyor.Haklı gibi.Başka sebeplerde var.Mesela ÇOK SEÇİCİLİK VesSELAM

denklik. bahsedilen ankaradaki elit sitedeki zengin bekar ihtiyarelerin evlenmeme sebebi '' tabii vardır bir hikayeside '' yazıda geçen küfüv yani denkliktir. Nitekim kızın veya erkeğin eğitimi, güzelliği, hali vakti, aile çevresi, ahlakı, görgüsü erkeğe veya kıza denk mi değil mi buna bakılır, ondan sonra bunlar bir araya getirilmeye çalışılırdı. işte bu küfüv denilen şey ifrat ve tefrit derecesinde yorumlandı.denklikten geçilip eşitliğe dayandırıldı,hal böyle olunca kızların evde kalması çok normal durum. bendende muhabbetle efendim...

aslında. aslında flört evlenmelerinde 4 te bir boşanma, yüzde 75 başarı demek, fena bir oran değil ;) "genç kızın beğendiği bir erkeğe kendisiyle evlenmek istediğini söyleme hakkı" başlığı altında görücü usulünü savunmanız da anlamsız, çünkü bu cümle bile tek başına görücü usulüne tamamen ters. üzgünüm yazar hanım ama söylemek zorunda hissettim.