altını çizmem gereken bir durum var sanırım. ben suriye de ki katliamları veya benzeri haberleri bu köşelere taşıyalım demedim.siz değerli yorumcuların görüş ve düşüncelerinin daha ciddi ve önemli alanlarda varlık göstermesi gereğini anlatmaya çalıştım.belkide sizler bu tarz haber ve köşelerde daha verimli olacağınız düşünüyor o nedenle buraları tercih ediyor olabilirsiniz.tercihlere yanlış bile olsa uyardıdan öte müdahale edecek durumda ve düşüncede değilim.

not düştüm. çünkü insanlar uyarılmayı ve uyaranları pek sevmez,olur ki söylediklerim sizi incitir diye..konuyla ilgili haberlerin çoğunun altında benzer uyarıları yaparım fakat maalesef oraların tıklanma sayısı yetersiz.anlayışınızdan dolayı teşekkür ediyor yorumlarınızdan değişik haber ve köşelerde istifade edebilmeyi umuyorum.

küfürbazın tebliği .... aklı merdiven altında asgari ücrete mahkum etmeyin!güzelleştirin,güzeli kötü kelimelerle sunamazsınız.hadsiz,densiz,sapıtmış,saptırıcı,ahlaksız,edebsiz...vb.'tezinizi iyi savunun' ayetine muhalif kılar sizi bu alışkanlık.Bir kere 'Allah ve Resulunun size haram kıldığı..' ayetindeki Allah ve Resul eşgüç/eşit makam değildir,ikisinden de maksat vahiydir,'ve resul' ifadesi resulun şahsına ve vahiy diye sunduğuna güvene davettir!Peygamberler yönetici olmaları hasebiyle 'yasaklar'ihdas edebilir ve fakat haram ve helal kılma yetkilerine sahip değillerdir. kitap ve sünnet ifadesi de yanlıştır zira ikisi ayrı kaynak değildir;biri diğerinin şerhi,tefsiri mahiyetindedir.üstelik sünnet ile hadis de aynı şey değildir! absürt örneklerle aklı yanıltmayın..bijema ile camiye gidemezsiniz/gitmemelisiniz o vakit evde de bijema giymeyin/giyemezsiniz!! zühde talip olanların riyazetleri,hz Ali nin dediği gibi 'haramlardan zaten geçmiştik, bazı helallerden bile geçtik' kişisel tercihtir..

dersini almış da ediyor ezbeeerrr vayy vaayy :). noli la nolii ??ümmet kan ağlıyor siz neyin mücadelesini veriyorsunuz ?sanat müziği bestesi yohmuş,duyguları kim katletmiş ??efendiler suriyede ölü sayısı 85 !ahirette tsm bestesi yapılmadığı için sorgulanmayacaksınız !oğlak burcunun,yay burcunun özellikleri sorulmayacak.yapmayın gözünüzü seveyim..NOT;emri bil maruf,nehyi anil münker vazifemi yerine getirdim farklı değerlendirilirse üzülürüm.

Nerden aklıma esti kimbilir.. "Anlatılmayanı anlatmada sesizliğin ardından en iyi araç müziktir. Unutmamak gerekir ki, sessizlik tüm iyi müziğin ayrılmaz bir bölümüdür." Huxley

MUSİKİ!...TSM..VE KAİNATTAKİ MUSİKİ!-2. Allah cc ve rasulü(sav) in; size/bize haram kıldığını (haşa) helal kılan ya da helal kıldığını haram sayan kimdir?!Hangi densiz ve hadsizdir!!Bu tariklere göre değişen bir şey değil ki..Tarikler belki takva yolunu tutarak şüpheli şeylerden ve mekruhlardan daha çok sakınanların yolu olmalı..Aksi halde mübah olanı kimse haram sayamaz.Tariklere göre değişen sadece nefs terbiyesi ve tezkiyesindeki usül farklılığı hepsi o kadar.Unutmayalım!İslamın ölçü kurallarını Allah cc ve rasulü(sav) koymuştur.Bunlar kitap ve sünnetle sınırlıdır.Birde kıyas yolu ile müslüman alimler birliğinin icması/icma-ı ümmet var.Ki,bunlarda kitap ve sünnete muhalefet edemezler..Müzik hususunda da tavsiyem şu:Eğer sen(biz) Medine de rasulüllah (sav) in yanında/huzurunda müzik dinleyebilir misin?!Bunu edepsizlik sayarsan dışardada ona göre dikkatli olmalısın/olmalıyız!İşte gerçek bu!VesSelam

sayın efendioğlu. muhterem,tavsiyeniz için teşekkürler,gereği siz söylemeden önce yapılmıştı.hatırlattığınız söz için de şükran.ve fakat size hz Ali den bir söz ile katkı sağlamak isterim;'..bu yolda biz haramlardan zaten geçmiştik ama mubahlardan da geçtik'... sizin bahsettiğiniz sözdeki maksatı doğru kavramadığınız kanaatindeyim zira estetik,güzel sanatların meşru olanı nefsi zıvanadan çıkaran bişey değildir,seçici olmak kaydıyla!bıcak ile ekmek de kesebilirsiniz adam da bıcaklayabilirsiniz,burada bıcağın bir kabahati mi var? doğrusu hangi bakışımı beğenmediğinizi,neyi eleştirdiğinizi çok anlayamadım? avama caiz olanın havasa mekruh olacağını söylüyorsanız bunun aleyhine bir şey demiş değilim kaldı ki mevzu da bu değil!

Tüketim Çağı. Çok güzel bir yazı.Meryem hanım her zaman olduğu gibi yine duygularımıza tercüman olmuş, teşekkür ediyorum. Ahmet Ar Bey'e katılıyorum, yorumları mükemmel, sanki Meryem Hanım'ın yazısını tahşiye etmiş (hâşiye yazmış) ve zenginleştirmiş. Faran isimli yorumcuya da şeriatta mubah olan tarikatta haramdır sözünü hatırlatıyor, Ahmet Ar Bey'in yorumlarını okumasını tavsiye ediyorum. Bizler, asırlar boyu atalarımızın binbir emekle,ilmek ilmek ruhlara işlediği mirası tükettik. Aynı estetik duyguların, san'at zevkinin ve san'atın yeniden üretilebilmesi için o ruhun gönüllere tekrar nakşedilmesi, üflenmesi lazım. Böyle bir nesil yetiştirmek ve bu ruhu gönüllere nakşetmek vazifesini ifa edenler de mevcuttur ve kıyamete kadar olacaktır inşaallah.

...VE SON.... Ve İdeal İnsan... Dramatik insanın ümitsiz çırpınışlarını aşmış, Allah'a îman noktasına kavuşmuş; Allah'a kul olmanın, ibâdet ve tâatın lezzetini tadmış; rûhî çırpınışlar ve debelenişler yerini sükûnete bırakmış; yani "mutmain" olmuş insan... Bu insana "velî" diyoruz. Kur'an-ı Kerîm'de bu "mutmain olmuş ruhlar" övülür. Nefs-i mutmainne seviyesi... Bu insan dramatik insanı aşmış, onun için kaçınılmaz ihtiyaç olan şeylerden de (müzik gibi) kurtulmuş ve "kulluk"ta huzur bulmuştur. Böyle bir insanı müziğe davet etmek en azından edepsizliktir. Bırakalım onu kendi hâline; Allah ile halvetine karışmayalım. Yapabiliyorsak kendi hâlimize yanalım, onun gibi olamadığımıza "Va hayfa!" diyelim. Kâinâtın bu mübarek insanların yüzü suyu hürmetine ayakta durduğuna inanalım. (İnanmayan da inanmaz tabii, lâf yok; nasip meselesi)"Ama müzikle içli dışlı velîler de var." diyecekleri duyar gibiyim. İnsanlar gibi velîler de çeşit çeşit. Onlar da kendi hâllerince velîdir; onlara da söz yok...

BİR BAŞKA AÇIDAN... 4. İnsanların müzik karşısındaki mevkileri farklı farklıdır. Müziğin vereceği olgunluk seviyesinden aşağıda yaşayan bir insanı müzik yukarı çıkarır. Ama müziğin vereceği kemâlâttan fersahlarca yukarı çıkmış bir insanı ise müzik aşağı çeker. Aşağı çekeceğini bildiği için de uzak durmaya çalışır zaten. Müzik güneş gibi. Nasıl güneş patlıcanı karartır, domatesi kızartır, salatalığı yeşertir, portakalı sarartır... Müzik de her insana farklı tesir eder. Seyyit Ahmet Arvasi Hoca, İnsan ve İnsan Ötesi kitabında insanı üç tipe ayırır: Hayvan insan, Dramatik insan, İdeal insan... Hayvan insan, hayvan gibi sadece nefsi ve içgüdüleriyle yaşayan insandır. Gençler arasında yaygın müzik bu tipin canhıraş feryatlarından başka bir şey değildir. Seviyeli müzik bu insanları "Dramatik insan" seviyesine yükseltir. Dramatik insan, kendinin kendine yetmeyeceğini hisseden ve maddeden öte özleyişleri olan, ama bu çabasını îmana vardıramayan, bu yüzden çırpınan insandır. Yani sanatkâr insandır.

bir başka açıdan!. cennet ayetlerinde ''terennüm ve müzik dinletisi'' ibarelerinin geçmesinin hikmeti/maksadı nedir? dünyada meşru olmayan bir şey cennette izin verilir mi? şiir ve müzik insanı inceltir...benzer sanatlar da..zaten hayret makamına gelmeyenin ürettiği şey bu tadı/kalıcılığı/lezzeti içermez! hz peygaöber müşrik bir şair için ''...onun şiiri müslüman olmuştu'' der.hatta onun şiirlerinden kendisine okunmasını ister..bu tavırdır sünnet olarak örnek alınması gereken...metodolojik bir dayanaktır.sanatta sanatkarın dinle olan ilişkisine değil sanatına odaklanmak gerekir.ümeyye bin ebi salt es sakafi'ye adüvullah demiştir hz nebi ve fakat onun şiiri de müslüman olmuştu der zira şiirlerine baktığınızda adamın 'ayet gibi' etkili ve tevhide çağıran ifadeleri vardır...afaki ayetlerin insanı taşıdığı atmosfer ile beşeri sanatların oluşturacağı hal birbirine rakip değil,birbirlerinin refikidirler..

BİR BAŞKA AÇIDAN... 3. İşin bir de şu yönü var: Herkesin mânevî olgunlaşma vasıtası farklı olabilir. Öyle insanlar var ki, Allah'ın zikrinden başka en küçük meşguliyetten ödü kopuyor, ürperiyor. İmam-ı Rabbani Hazretleri, "Derviş öyle olur ki, bin yıl yaşasa aklına Allah'tan başka bir şey gelmez. Hatta buna kendini zorlasa bile hatırına Allah'tan başka bir şey getiremez. Fenâfillah denilen şey de budur." buyurur. Böyle bir insana da müzik dinleyerek olgunlaşmayı teklif edemeyiz. Şaşkın şaşkın bakar yüzünüze. O nerdee, müzik nerde. İbrahim Dursun kardeş kainattaki müziğin daha üstün olduğunu söylüyor; o da bir seviyedir, güzeldir. Ama öyle dervişler var ki, bir su sesine, bir kuş sesine kalbi kaysa bin kere tevbe ediyor. Bu insanlar aşmış; farklı bir modda yaşıyor. Böylelerine de hürmet göstermeli ve müziğe olan ilgisizliğine ses çıkarmamalıyız. Hatta müzik dinlemek gibi bir tarafıyla dünyevi lezzet olan bir işi dahi Allah sevgisiyle terk edebildikleri için onlara gıbta bile geçmeli içimizden.

BİR BAŞKA AÇIDAN... 3. İşin bir de şu yönü var: Herkesin mânevî olgunlaşma vasıtası farklı olabilir. Öyle insanlar var ki, Allah'ın zikrinden başka en küçük meşguliyetten ödü kopuyor, ürperiyor. İmam-ı Rabbani Hazretleri, "Derviş öyle olur ki, bin yıl yaşasa aklına Allah'tan başka bir şey gelmez. Hatta buna kendini zorlasa bile hatırına Allah'tan başka bir şey getiremez. Fenâfillah denilen şey de budur." buyurur. Böyle bir insana da müzik dinleyerek olgunlaşmayı teklif edemeyiz. Şaşkın şaşkın bakar yüzünüze. O nerdee, müzik nerde. İbrahim Dursun kardeş kainattaki müziğin daha üstün olduğunu söylüyor; o da bir seviyedir, güzeldir. Ama öyle dervişler var ki, bir su sesine, bir kuş sesine kalbi kaysa bin kere tevbe ediyor. Bu insanlar aşmış; farklı bir modda yaşıyor. Böylelerine de hürmet göstermeli ve müziğe olan ilgisizliğine ses çıkarmamalıyız. Hatta müzik dinlemek gibi bir tarafıyla dünyevi lezzet olan bir işi dahi Allah sevgisiyle terk edebildikleri için onlara gıbta bile geçmeli içimizden.

BİR BAŞKA AÇIDAN... 2. Her müzik faaliyetinin arkasında bir hayat tarzı gizlidir. Yani her müzik, bir hayat tarzının sahne almış şeklidir. Peygamber Efendimiz, "Cömertlik, kökü cennette olan bir ağaçtır, kim onun bir dalından tutarsa o dal onu çeke çeke cennete götürür. Cimrilik de kökü cehennemde olan bir ağaçtır; kim onun bir dalından tutarsa o dal onu çeke çeke cehenneme götürür" buyuruyor. Müzik de öyle. Her müzik bir hayat tarzı ağacı; kim onun bir dalından tutarsa o dal o kişiyi çeke çeke o hayat tarzına götürür. Şimdi, gençlerimiz arasında yaygın müzik türlerini düşünelim. (Adlarını sayıp tartışmaya sebep olmayalım; herkes biliyor) Ahlâksız, satanist tipli şarkıcılar... Bir gencin hem bu müzikleri dinleyip hem o hayat tarzından münezzeh kalabileceğine inanır mısınız? Çocuklarımızın, yani geleceğimizin müzikle sanılandan çok daha büyük ilişkisi var. "Bana dinlediğin müziği söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim." Böyle bir milletin gelecekte ne olacağını da. Budur...

BİR BAŞKA AÇIDAN... 1. Meryem Hanıma yazısı için teşekkür ederim. Ben bir öğretmenim; piyasada geçerli kaba müziğin çocukları nasıl kabalaştırdığını, mekanikleştirdiğini; insanî duygulardan, ruh inceliklerinden nasıl uzaklaştırdığını yakından müşahade ediyorum. Lise gençliği arasında yaygın olan müzik, insanı ancak nefsanileştirir, şeytanileştirir. Satanist tipli çocuklar hangi vasattan çıkıyor sanıyorsunuz? Ben de bu kötü gidişi tamamen durduramayacağımı bile bile hiç olmazsa mes'ul olmayayım diye -branşım müzik olmadığı halde- talebelerime Türk müziği (sanat ve halk) dinletiyor, öz müziğimizi sevdirmeye çalışıyorum. Bu yolla Meryem Hanımın bahsettiği ince hislere doğru yol almaya gayret ediyorum; enteresan, netice de alıyorum. Sanat müziğinin kaliteli eserlerini dinlemeye ve sevmeye başlayan çocuklarda olumlu gelişmeler oluyor.