Çok teşekkür ederiz ben bugüne kadar bilmiyordum ve ögrendigin için size müteşekkirim..

apdurrahman gazimakalenin bir bolumunde palandoken eteklerinde şehit oldugu bir bolumunde mekke yakinlarinda hubşi de 673 yilinda vefat efdiği yaziyor.ikilemde kaldim

Anadoludaki butun turbedeki yatan dede soyundan gelmis pirlik yapmis gercek alevidirler Huseyin gazi batalgazi abdurrahman gazi Vs saygilar

Abdurahman gazi bilakis alevidir

Yav arkadasim ozamanlar alevilik bektasilikmi vardi nerden cikardin simdi bu safsatayi

Allah razı olsun senden

teşekkürler. sayın yazar yazınızı okudum,çok (hz muaviye)harika bir yazı bu kadar siyasi gündemin içinde maneviyat katıyor ,teşekkür ederim,önce teşekkür etmem gerekirken eleştirdim ama bu da bizim aceleciğimiz herhalde,,,

ne hazreti be kardeşim!!!!. bazen hakikatleri anlamak bu kadarmı zor oluyor,muaviyeye bir bak yaptıklarını bir düşün onun yerine başka birini koy kesin kafir der küfürle itham edersin,ama iş muaviye ye gelince hazret namını yapıştırıyorsun,halbuki peygamberimiz kızı fatımayı bile ALLAHın emriyle uyarıp kızım olman fayda vermez demişti,ama muaviye ümmeti muhammede belki kimsenin vermediği zararı verdiği halde hala hazret diye anılıyor bu da ehli sünnetin bir gereği olarak lanse ediliyor,halbuki bu işin aslı hiçde böyle değil,ehli sünnetten başka yol olmadığına inanıyorum ama böyle uç düşünceler şianın işine yarıyor,hz ali ile muaviyeyi aynı kefeye koymak ya cehalet yada anlaşılmaz bir gelenek...başka bir izahı yok çünkü din de belli tarihte....

cenabi hak'kin " babadan ogula görevlendirme" yaptigi ile ilgili hic bir delil varmi? mesela kuran'da?. rabbimiz, peygamberimize onunda hayatini asacak hayata sahip bir evlat nasip etmemistir. peki bu durum bir rastlantimi? eger rabbimizin hic bir isinde rastlantiya/tesadüfe yer yoksa, buda rastlanti olamaz öyleyse. ancak illada babadan ogula bir yönetimi binlerce yil yasamis farslar, kendi kültürlerinin tesiri ile illada bir "babadan ogula hilafet"i talep etmektedirler. aradan neredeyse 1500 sene gecmis olmasina ragmen hala "söyle olmaliydi, böyle olmaliydi, halifelik sunun hakkiydi, bunun hakkiydi" kavga ve mücadeleleri ile müslümanlari bölmek ve gücsüz düsürmenin umurlarinda olmamasi ayri bir konu. "onlarin kendi aralarindaki isleri istisare iledir" ayeti ile sünniler hilafet konusunu halletmisler, saltanata, babadan ogula gecmeye son vermislerdir. bu yüzden hz. ali'nin ilk halife olamamasini anlayisla karsilamamiz lazim. bazilari o kadar irkciki, sonrdan olmasini yeterli görmüyorlar.

cenab-ı hak babadan sonra oğulu görevlendirmekle haşa yanlış mı yapmış. kaş yaparken göz çıkarmak diye buna derler yazmayacaktım fakat işte yazıyorum;efendiler beyefendiler lütfen resulullah(s.a.v.)'in sır katibi hz.huzeyfe'nin münafıkları bildiği halde söylemediğine dikkatinizi çekerim.şehid edildiklerine yanmıyan yanmalarını umursamıyan zihniyeti taşımayalım.dahada mı acımıyorsunuz tamam her makam her isteyene olsun bunu tasavvufa da girdap yapıyorlar.bir yazarımız beni baydı diyecek kadar kerbela gününü umursamaz çıktı.

iste hilafetin neden dogrudan babadan ogula degil, istisare ile devam etmesi gerektigi ile . ilgili mükemmel bir yazi. her ne kadar sahabelerin hayati ile ilgili bir yazi olsada, hz. ayse, hz. hüseyyin ve hz. ali ile yine hz. ebubekir'in oglu olan hz. abdurrahman'in (ALLAH hepsinden razi olsun) omuz omuza mücadele verebildigini, verdigini anlatan mükemmel bir yazi. yine ayni sekilde hilafetin illada peygamberimizin damadi oldugu icin hz. ali (ra) 'ye gecmesi gerektigini iddia ederek, yine babadan ogula, yada hilafetin ayni ailede (ehli beyt) olmasi gerektigini iddia eden sii ve alevi inancida (her ne kadar ayni olduklari iddia edilsede burada bilincli olarak sii ve aleviyi ayri yazdim, cünkü aralarindaki itidakat ve ibadet farklari cok bariz) icinde bizanslilar gibi böyle bir babadan ogula devir tehlikesini iceriyordu ve peygamberimiz en mükemmel yöntem istisareyi getirerek hem sultanligi, hem su anki manasiyla avami dislamistir. tesekkürler bu yazi icin

asuman. özür dilerim tekrar iyice incelemem sonucu makam türbesi olduğunu anladım aktardığınız biulgiler için teşekkürler ALLAH cümlemizi şefaat ve himmetlerinden mahrum kılmasın

hz.abdurrahman gazi hakkındaki yazınız üzerine . daha sonra hz.muaviye'nin (r.a.) medine'ye gelmekte olduğunu haber alınca, hemen oradan ayrıldı ve mekke'ye gitti. ömrünün son yıllarını burada geçirdi. hz.abdurrahman gazi (r.a.), mekke yakınlarında bulunan hubşi'de 673 yılında vefat etti. vefatından sonra mekke'ye getirilerek burada defnedildi. yukarıdaki satırlar yazınızdan alıntıdır ardından iddianız türbenin palandöken dağları eteklerinde olduğu acaba benmi anlayamadım yoksa yazınızda bir çelişkimi var