CHP’de işler hayli karışık.

Amerika’ya yola çıkmadan önce, Özgür Özel’e, “İmamoğlu’na destek” açıklaması yaptırılmasından mı başlamalıyız…

Yoksa, Halk Tv’nin Salı günü, Sözcü’nün Çarşamba günü, “İmamoğlu’nun ‘ahmak davası’nın İstinafça onanması bekleniyor” özel yayınlarından mı?

Bilemedik..!

İMAMOĞLU’NUN AYARLARI BOZULDU, MEDYASI GÜNDEM BELİRLEME DERDİNE DÜŞTÜ

Bildiğimiz bir gerçek var ki o da Mansur Yavaş’ın CHP’nin ve makul muhalefetin ortak adayı olma konusunda öne geçtiği ortaya çıktığı günden bu yana İmamoğlu’nun ayarlarının hayli bozulduğu!

***

Özgür Özel’e CHP’nin bazı isimlerini İstanbul’da toplama zarureti oluşturdular. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait Beyaz Köşk’te toplanan CHP heyeti içeride çay kahve içerken, dışarıda Saraçhane Medyası canlı yayında, “İmamoğlu’na verilen ceza İstinafta onaylanırsa, Cumhurbaşkanı adaylığını açıklaması muhtemel” yayınları yaptırdılar.

Daha da ileri fikirler Saraçhane medyasının yorumcularından saldır oldu.

İki gün boyunca o cenahın konusu ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünyanın dikkatini çeken Birleşmiş Milletler'deki İsrail yönetimine yönelik ağır cümleler de içeren tarihi konuşmasıydı… Ne de başka bir mesele.

Tek meseleleri, “Ahmak davası”nın İstinafça onanacağı ve bu süreçte İmamoğlu’nun yol haritasıydı.

Oysa ne İstinafın arşivindeki İmamoğlu dosyası raftan indirilmişti, ne de yeni bir aşama yaşanıyordu.

Ama CHP’nin Saraçhane medyası, İmamoğlu’nun siyaseten Yavaş’ın gerisinde kalmasını hazmedememiş olmalı ki “dava” bahanesiyle onu öne çıkarmanın derdine düştü.

İMAMOĞLU’NUN AVUKATI: DOSYA İSTİNAF ARŞİVİNDE VE HİÇBİR HAREKET YOK

İmamoğlu’nun bizzat avukatlığını yapan Kemal Polat, bizim de katıldığımız canlı yayında çıktı ve şöyle dedi dün gece, “İstinaftaki İmamoğlu dosyası şu anda arşivde. Herhangi bir hareketlilik yok. Bu tartışmalar, bu gündem maksatlı çıkartılıyor!”

Peki bu tartışmayı kim başlattı?

İktidar mı?

Hayır..!

Bilakis CHP’nin İmamoğlu’na yakın medyası işi köpürttü.

O kadar köpürttü ki, uçuk iddialar peş peşe canlı yayınlarda dillendirildi.

Örneğin, Salı günü saat 17’de İstinafın yerel mahkemenin kararını onayacağı sonrasında da İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayacağı söylendi.

Yine, İstinaftaki hakimlerin 1’e karşı 2 oy ile dosyayı onayladığı ilan edildi.

Dahası, Özel’e, “Onama olursa derhal Amerika’dan geri döneriz” dedirtirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu’na “İmamoğlu’na destek” tweeti attırıldı.

Çok şey daha söylenebilir ama gerek yok.

Sonuç şu: İmamoğlu bir an önce İstinafın cezayı onanmasını istiyor. Kendisine siyasi yasak gelsin ve bunu güzelce siyaseten kullansın istiyor.

ERDOĞAN’IN HİKAYESİ YOK SAYILAN TOPLUMSAL KESİMLERİN HİKAYESİYDİ, PEKİ YA İMAMOĞLU’NUN HİKAYESİ..?

İmamoğlu ve akıl hocaları, Erdoğan hikayesine benzer bir hikaye ile cumhurbaşkanı olabileceğini fehmediyor.

Oysa yanıldıkları çok temel bir gerçek var!

Erdoğan, bu memleketin “kara derilileri”nin hikayesinin ete kemiğe bürünmüş müşahhas örneğiydi.

Bu memleketin çeperinde kalan, ötekileştirilen, ayrımcılığa tabi tutulan kesimlerin, ete kemiğe bürünmüş haliydi. Bir davanın, uzun soluklu sabırlı yürüyüşünün sonucuydu.

Erdoğan, o sosyolojinin temsilcisi olarak “mağdur” edildi. Pınarhisar Cezaevi’ne kondu.

Dahası, Erdoğan İBB’de hizmetleriyle öne çıktı.

Peki İmamoğlu hangi ayrımcılığa tabi tutulan kesimlerin temsilcisi?

Çeperde kalanların mı temsilcisi, yoksa merkezde kendilerine “mavi kanlı” sananların mı?

Yani hikaye farklı, roller farklı ama ne hikmetse sadece bir “ahmak davası” üzerinden Erdoğan ile aynı hikayeyi yazabileceğini fehmeden bir siyasetçi ve kadroları var.  Rakip olarak öne çıkan Yavaş’ı geriletmek için bugünlerde medyayı da kullanarak operasyon çekiyor!

Yanılıyor muyuz?