Sporla her şey mümkün

  • GİRİŞ22.10.2024 15:19
  • GÜNCELLEME30.10.2024 09:50

Son günlerde ülke olarak maalesef üzücü bazı olaylarla karşı karşıyayız. Kadın cinayetleri, şiddet olayları, bebeklere musallat olmuş katiller vs. artık haber bültenlerimizin ilk sıralarına sabitlenmişler.

Önce Diyarbakır’daki Narin kızımızın vahşice katledilmesi, sonra Tekirdağ’da 2 yaşındaki Sıla bebeğin ailesi tarafından cinsel istismara uğradıktan sonra vefatı hepimizi kahretmişti. Derken hayatının baharında gencecik polis memuru kardeşimiz Şeyma Yılmaz’ın Ümraniye’de kasten yaralama, taciz, çocuğa cinsel istismar ve hırsızlık dahil çok sayıda suç kaydı olduğu ortaya çıkan Yunus Emre Geçti isimli bir suç makinası tarafından şehit edilmesi millet olarak bizleri büyük üzüntüye sevk etti. Son yaşadığımız İstanbul’daki bazı özel hastanelerde yeni doğan bebeklerin kasıtlı olarak öldürülmeleri karşısında ise deyim yerindeyse nutkumuz tutuldu.

Öncelikle şunu vurgulamam lazım. Allahû Teâlâ’nın Kur’an-ı Kerim’de bizlere Bakara Suresi 179’uncu ayeti kerimesinde vahyettiği “Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır” hükmü uyarınca Türk Ceza Kanunu’nda kesinlikle idam cezası yer almalı ve bu caniler hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdırlar.

Yalnız Anadolu’da güzel bir söz vardır; “Testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur” diye. İdam cezasının geri gelmesi, cezaların arttırılması, ceza kanununun değişmesi vs. gibi birçok konuda zaten uzmanlar gerekli yorumlarda bulunuyorlar. Ancak bunların hepsi testi kırıldıktan sonraki öneriler. Peki toplumun bu hale gelmesini, içimizden bu tür caniler çıkmasını nasıl engelleyeceğiz?

SPORLA HER ŞEY MÜMKÜN

Bu soruya da verilebilecek çok fazla cevap vardır muhakkak ama ben kendi alanımla yani sporla ilgili bazı önerilerde bulunacağım. Çünkü sporun tüm dünyada birleştirici bir gücü vardır. Sporla ulaşılması imkansız görünen handikaplı bireylere ya da toplumlara dahi ulaşmak mümkündür. Bugün dünyanın en ücra köşesinde yaşayan insanlar bile sporcuları tanımaktadırlar.

Üstelik Amerika’yı yeniden keşfetmeye de gerek yok. Ülkemizde spor sayesinde başarılmış birçok hikayede mevcut. Bunların bana göre en etkileyici olanını hadi hep birlikte hatırlayalım:

2010 yılında aralarında madde bağımlılarının da bulunduğu gençlerden kurulan Zeytinburnu Belediyesi Buz Hokeyi Takımı sportif olarak Türkiye Şampiyonlukları kazanıp Avrupa’da Continental Kupası’nda ikincilik elde etme başarısını gösterdi. Semtin bağımlı ve sorunlu gençleri buz hokeyi ile zararlı alışkanlıklarından kurtulup şampiyonluklar kazanan profesyonel birer sporcu oldular.

PEKİ BU NASIL BAŞARILMIŞTI?

Zeytinburnu Belediyesi, 2010 yılında hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi kapsamında Özgürlük Parkı'na bir mobil buz pisti kurdu. Halkın büyük ilgisini çeken buz pisti, daha sonra madde bağımlıları gençlerin mekanı haline geldi. Bu gençler piste zarar verip, gelenleri rahatsız etmeye başladılar. Zamanla pist sessizliğe büründü. Zeytinburnu Belediyesi bütün bu olumsuzluklara rağmen pisti kapatmayıp bağımlı gençlere elini uzattı. Onlara sorumluluk verip pistin güvenliğini emanet etti. Ardından ise bu gençlerden bir buz hokeyi takımı kurdu. Sokaklardaki gençlerden kurulan takım antrenmanlara başladı. Marmara Buz Hokeyi Ligi’ndeki ilk maçlarını 37-1’lik skorla kaybettiler. İlk iki yılında sürekli yenilgi yaşayan takım zamanla profesyonelleşti. 2012-2013 sezonunda Süper Lig’e terfi eden takım, Türkiye şampiyonlukları kazandı. Ülkemizi Avrupa’da başarı ile temsil etti. 37 yiyen takım artık 37 atmaya başladı. Zeytinburnu Belediyesi Buz Hokeyi Takımı artık televizyon dizilerine bile ilham oluyordu.

Aradan geçen 14 yılda bağımlı gençlerin bu başarısı ve onların topluma kazandırılması bana göre spor sayesinde elde edilmiş en büyük başarı hikayelerinin başında gelmektedir.

ŞİMDİ YENİ HİKAYELER YAZMA VAKTİ

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısı 537 bin 583. Bu çocukların 242 bin 875’ini mağdur çocuklar oluştururken 178 bin 834’ü ise maalesef suça sürüklenenler. Yani neredeyse yılda 200 bin çocuk suça sürükleniyor. Bu çok korkunç bir rakam. Peki bir bu çocuklar için ne yapıyoruz? Bunların hem suça sürüklenmesini engellemek hem de suçtan sonra rehabilite edip topluma kazandırmak için neler yapıyoruz? Açıkçası birkaç göstermelik projenin dışında toplumun geneline yayılmış bir projeyi ben bilmiyorum. Varsa da yeterince duyurulmamış olmalı ki ben duymadım.

Zeytinburnu Belediyesinin başardığı gibi şimdi yeni hikayeler yazma vakti gelmedi mi? Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimiz olmak üzere tüm ülkeye yayılacak spor projeleriyle 18 yaş altı çocuklarımızın hem sağlıklı bireyler olmalarını hem de topluma ve ülkeye faydalı bireyler olmalarını sağlayamaz mıyız? Sayın Cumhurbaşkanımızın gençler konusundaki hassasiyeti ve spora olan merakı bizler için de tetikleyici bir unsur olmalı. Gençlik ve Spor Bakanlığı, spor federasyonları, futbolun önde gelen kulüpleri, sivil toplum örgütleri, medya…kısacası ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ortak bir paydada buluşup bir proje başlatabilirler. Hali hazırda yürüyen Sportif Yetenek Tarama Projesi okullardan yetenekleri gençleri tespit ediyor ancak her çocuk olimpik sporcu olmak zorunda değil. Hatta profesyonel sporcu olmak zorunda da değil. Burada yapılacak proje ile öncelik gençleri ve çocukları sporla tanıştırmak ve düzenli spor yapmaya teşvik etmek olmalı.

Yazımı, Güney Afrika’nın efsane lideri Nelson Mandela’nın sporla ilgili şu önemli cümlesiyle bitirmek isterim:

“Sporun dünyayı değiştirme gücü var. İlham verme gücü var. İnsanları başka pek az şeyin yapabildiği şekilde birleştirme gücü var. Spor bir zamanlar çaresizliğin olduğu yerde umut yaratabilir. Her türlü ayrımcılığın yüzüne güler.”

Yorumlar8

  • Sefa 4 hafta önce Şikayet Et
    İlk önce spor kuluplerinin,federasyonlarin kanunu kuralı konsunki her koltuğa oturan kendi malı zannetmesin milyon dolarları veriyorlar ne devlete ne millete faydalari var biran önce çeki düzen vermek gerekiyor
    Cevapla
  • Bayraktar 4 hafta önce Şikayet Et
    Hapishanelerde yatan tüm mahkumları askerî disiplinle eğitmeli, yaşlarına göre bedensel yüklemeler yapılmalı, boş beyinleri şeytandan uzak tutacak politikalar belirlenmeli..hapishaneler ıslah eden tedavi yerleri olacaksa askerî disiplin şartdır..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Türkiye, 4 hafta önce Şikayet Et
    Suçu bitirmenin yolunu daha önce de yazmıştım, ama buraya da özetleyeyim. Bu ülkede suçun bitmesi için bazı adalarda vahşi yaban hayatı habitatı oluşturulması gerekiyor. Kısacası kendinden daha vahşi bir toplumda yaşadığında, insan olmanın farklılığını anlayacaktır. Kurtulamazsa da yaban hayvanlarını beslemiş olacaklardır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Gurbetci 4 hafta önce Şikayet Et
    Manset Turkiyede suçu bitirmenin yolu.....detayla yazilan tedevi sekli bizim toplumun uzaginda olan sey. Biz Musluman milletiz tedavinin gercek recetesi de gercek dini ogertmek..helal haram,Allah korkusu saygi ve sevgi ve Adalet..100 Yildir Batan batinin yalnis recetesiyle tedavi olunmuyor.Millet neredeyse komaya girecek..TEK İLAC ÖZÜMÜZE DÖNMEK..Yani Fabrika ayarlarina..
    Cevapla
  • afacan 4 hafta önce Şikayet Et
    spor ile hic bir sey bitmez hayal kurmayin ilk takim baskanlari ayilari egitmez gerek sonra sporculari onun yerine herkes ciplak olsun bir birini etsin deseniz daha mantikli olur idi spor ile hic bir sey bitmez
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat