Levent Üzümcü ve 1600 yıl önceki adam

  • GİRİŞ30.07.2013 09:25
  • GÜNCELLEME30.07.2013 09:25

Ezmeyecek, sömürmeyecek, öldürmeyecek, çalmayacak, zulmetmeyecek; paylaşacak, zayıfı koruyacak, ırk ve cins ayrımı yapmayacak; Allah'ın doğa yasasını öğrenerek bilimi keşfedecek, aklını kullanıp barış için, en evrensel yönetim biçimini ortaya koyacak…

Aslında sorun 1400 yıl önceki adamın getirmiş olduğu o en yüksek evrensel değerlerin terk edilmiş olmasıdır.

9.asırdan sonra Moğolların İslam âleminin tüm düşünce birikimlerini Dicle ve Fırat'ın soğuk sularına dökerken ve yalan hadis rivayetleriyle yüzlerce tarikat ve mezhebinin ortaya çıkması ile ortaçağ Hıristiyan dünyasından farkımız nerdeyse yok gibi…

Hıristiyan dünyası aklı terk etmiş ve papazlarına iman etmişlerdi.

İslam âlemi ise şeyhlerine…

Şeyhler, hocalar “Kur'an İslam'ı diye bir sapıklık” varmış diyebilecek kadar İslam'ın rasyonel aklından uzaklaşmışlar. Kendi kitaplarını vahiy haline getirmişlerdir. Aşağıdaki ayetler bu durumumuzu en güzel şekilde açıklar.

33:66-68 Yüzleri ateşte çevrildiği gün, "Keşke ALLAH'a itaat etseydik, keşke elçisine itaat etseydik" derler. Derler ki, "Efendimiz (Rabbimiz), sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize uyduk; onlar da bizi yoldan saptırdılar. Rabbimiz, onlara iki kat ceza ver, onları büyük bir lanetle lanetle."

39:3 Kesinlikle, din sadece ALLAH'a aittir. O'nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, "Onlar bizi ALLAH'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara hizmet ediyoruz" (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında ALLAH karar verecektir. ALLAH kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez.

3/78. Onlardan bir takımı, Kitapta olmadığı halde Kitaptan zannedesiniz diye dillerini eğip bükerler. O, Allah katından olmadığı halde: "Allah katındandır" derler, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.

10:100 "... Ve Allah akletmeyenleri pisliğe ve rezalete mahkûm eder."

Ayetler ışığında, İslam âleminin maalesef son durumu böyle olunca, Levent Üzmcü gibi İslam'dan bi haber insanlar, 1400 sene önceki adamın ne kadar sarsılmaz evrensel ilkeler getirdiğine asla şahit olamazlar.

İslam, en geniş anlamıyla barış demektir. Kur'an bize her zaman çağdaş evrensel ilkeleri sunar ama biz bu ilkelerden haberdar olmazsak bu gün, İslam'ın evrensel barış diline ve barış içinde yaşayabilmek için yeni bir aradalıklar üretme potansiyeline uzak kalırız.

Peygamberimiz Medine'de farklı dinlerle ve yaşam biçimleriyle evrensel bir akite imza attığında yani Medine vesikası ya da anayasasını yaptığında; bu anayasayı Kuran'ın barış içinde yaşamak için gerekli bir ilkesinden çıkarmıştı ki o ilke de“senin dinin ya da yaşam biçimin sana benim dinim (yaşam biçimim) bana”dır.

Medine anayasasını, Kur'anda vahyedilmiş olarak bulamazsınız ama Peygamber onu rasyonel aklı ile ortaya koymuştur. Bu gün ise biz bu aklı kaybettik. Başkaları buldu ve kullandı.

İslam ülkelerinde o yüzden iki üç asırdır karmaşa, yönetim sorunları, kadın ve insan haklarında gerileme, zulüm ve pislik var.

İslam ülkelerinde yönetim sorunları, fakirlik ve kadın bedeninin tabulaştırılması sorunlarıyla karşı karşıyayız.

İnançer gibi aydın diyebileceğimiz insanlar bile kadın bedenini bu kadar ötekileştirip kendi estetik algısına göre biçim verme hakkını kendinde gördüğü müddetçe Müslüman kadın kimliksizleştirilecektir.

8. asırdan itibaren Müslüman kadınlar fitne sayılıp, peçelenip haremlerde kimliksizleştirilip; cariye kadınlarla hayatın içinde hayatına hayat katan Müslüman erkek, yeni bir cahiliye dönemine imza atmış, kadını, kızı tekrar toprağa gömmüştür.

E tabii tüm bu tarihi ve güncel resme bakıp, İslam'dan bi haber olanlar mesela Levent Üzümcü gibi insanlar, 1400 sene önceki adamın getirdiğinin ne olduğuna bakmadan, O'nun vahiyle getirmiş olduğu ilkeleri bilmeden, çağına, yabancı ve saçma bulur. Durum bundan ibaret...

Levent Üzümcü değil mesele… Mesele bizim Kur'an'ın evrensel ilkelerinden ve emrettiği rasyonel akıldan sapmış olmamız; düşünme serüvenimizden vazgeçerek, kalpaklı kalpaksız veliler edinmiş olmamızdır.

Hacer Aydın - Haber 7
aceraydin@hotmail.com
https://twitter.com/hacer_aydn

Yorumlar29

  • kesit 11 yıl önce Şikayet Et
    Kimden bahsediyorsunuz?. "1400 yıl önceki adam" neden böyle bir hitaba ihtiyaç duydunuz anlamıyorum aklımdan geçen bir mazerette yok sizin adınıza. Maksat levent üzümcü ve onun gibi düşünenlere bir şeyler söylemek ise de hiç lüzumu yoktu bence; hiç yazmasaydınız keşke.!
    Cevapla
  • Bayram 11 yıl önce Şikayet Et
    Bizim kaybettiğimiz “peygamberin rasyonel aklı” değil!.. - II. Hele hristiyan dünyasının papazları ile İslam aleminin şeyhleri arasında ayniyet kurulması batıdan bihaber olmakla beraber İslam’ın irfan, tasavvuf geleneğinden de zerre pay sahibi olmamakla izah edilebilir. Bizim kaybettiğimiz “peygamberin rasyonel aklı” değil, yalan-uydurma diye kabul etmediğiniz Allah’ın “sen olmasaydın kainatı yaratmazdım” dediği sebebi kainat olan Allah Resül’üne duyulan “AŞK”tır.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Bayram 11 yıl önce Şikayet Et
    Bizim kaybettiğimiz “peygamberin rasyonel aklı” değil!... Bize göre ilk insan ilk peygamberden beri insanoğlunun bilgisinin kaynağı “vahiy” olduğu gün gibi aşikardır. Hal böyleyken “bilginin kaynağının akıl olduğunu, doğru bilginin ancak akıl ile elde edilebileceğini” öne süren “rasyonalist” batıya karşılık, “İslam’ın rasyonel aklı” ne demek! Peygamberler olmasaydı medeniyet olmazdı, insanoğlu ağız yolun bilemezdi. Batının düşünce kalıpları ile oluşan kavramlar üzerinden İslam’ı anlamaya ve anlatmaya çalışmak tanzimattan beri devam eden kompleksli bir düşüncedir.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • turgut1 11 yıl önce Şikayet Et
    haklısın can bican abim. hacer hanım işte malum, felsefe başına vuruyor,o da felsefe ile bizi vuruyor..
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Can Bican 11 yıl önce Şikayet Et
    Keçiboynuzu.... ‘yemeden içmeden masa işgal eden müşteriler’ çoğunlukta yine. Turgut Hocam habire yazıcıdan çıktı alma gayretinde. Hasan Seyre istikrarını bozmuyor. Üsame sabırla yoluna devam ediyor. Kapasiteli olduklarını bildiğim diğer yorumdaşlardan imalı göndermeler... Hacer Hanım, konu ne olursa olsun sonunda lafı kadın mevzuuna getirmeyi başarıyor. Tenkidlere ise sadece ‘gülümseyerek ve göz kırparak’ cevap veriyor. Velhasıl-ı kelam köşe geleneksel fonksiyonunu icra etmeye devam ediyor.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat