Gasilhanede alarm!

  • GİRİŞ23.01.2012 08:34
  • GÜNCELLEME23.01.2012 08:34

 Olur mu?

Oluyormuş!

Gasilhanede ölüden başka ne çalınır?

Ya da oraya niye alarm konur ki?

Veya ne gereği var diyenleriniz mutlaka olacaktır.

 Son bir kez daha ölen kişinin sahiden gitmeye karar verip vermediğini, son bir kez daha şaka yapıp yapmadığını kontrol eden bir gasilhane yapmışlar. Ölen kişi defnedileceği mezarlığın tam ortasındaki “gasilhanede” son bir kez morga yerleştiriliyor. Bu modern teçhizatla donatılmış morgda vefat eden kişide en ufak bir kıpırtıyla birlikte morga yerleştirilen sensörler hemen alarm verip yetkilileri ikaz ediyormuş!

Sözkonusu gasilhane Türkiye’nin en bakımlı ve modern şehir mezarlığı unvanına sahip Malatya şehir mezarlığında hayata geçirildi.

Dünyada ve ülkemizde çok nadir de olsa zaman zaman olsa öldü zannedilen kimseler morgda gözlerini açabiliyorlar ki geçtiğimiz günlerde böyle bir vaka ülkemizde de vuku bulmuştu.

Morg içeriden de hassas bir mandal ile açılabiliyormuş!

Burası biraz ürpertici işte. Düşünsenize morg görevlisi olarak gece nöbetindesiniz. İçeride sabahleyin defnedilmeyi bekleyen onlarca cenaze var. Ve tam dalmış uyukluyorsunuz ki birden morgun kapısı içeriden açılıyor ve adamın birisi ayaklanmış size doğru yürüyor! Allah, der korkudan onun yerine biz gideriz maazallah!

Tıpkı korku filmi gibi.

Nerelerden nerelere geldik!

Bizim çocukluğumuzda mahalleden birisi vefat ettiğinde odanın birine yatırılır üzerine beyaz bir örtü örtülür ve bir de bıçak koyarlardı üzerine nedense. Bu bana hep bir ürperti vermiştir ve hala hatırladıkça içim ürperir. Derken sonraları cenazeleri hastanelerdeki morglara götürmeye başladılar.

Şimdi Malatya Şehir Mezarlığındaki Gasilhane’de hayata geçirilen modern morg gerçekten de büyük bir ihtiyacı karşılıyor. Gerek teknolojide gerekse refahta geldiğimiz nokta, aşılan mesafe hakikaten insanı mutlu ediyor ancak yine de ölmüş de olsalar son bir gece onları yanı başımızda tutamayıp hemencecik gasilhane morguna göndermek insana hüzün veriyor, acı veriyor, yüreğimizin bir yerlerini yaralıyor sanki!

Zira o mekânın mutlaka bizi de ağırlayacağı fikri insanda nahoş bir iz bırakıyor. Ölüm yeryüzünün en büyük gerçeği olmasına karşılık soğuk ve korku veren bir yüzü var bunu kabul etmek lazım. Ölüm fikriyle barışık olmak, onunla her an yüzleşmek ve her dem hatırda tutmak lazımdır. Ancak kaçımızın buna gücü vardır o ayrı tabii ki.

Malatya Park adlı dev AVM’ nin basın tanıtım günleri için gittiğim Malatya’da doğduğum şehirle ilgili böyle ilginç çalışmaları duyduğuma seviniyorum. Malatya Park Genel Müdürü Ali Günaçar’ın nazik davetiyle hem şehrin her anlamda değişimine hem de böyle sürprizlerle geleni şaşırttığına tanık oluyorum.  Malatya Park gibi devasa bir alışveriş merkezinin Kocaeli’de bile bulunmadığına hayıflanıyorum. Günde ortalama yetmiş bin kişinin ziyaret ettiği bir alışveriş merkezinin ticari kaygılardan azade kültür ve sanat ilintili “basın, sanat, kültür” gibi başlıklar altında faaliyetler düzenlemesi sadece bir şey ile ilgilidir.

AVM’nin yani Malatya Park’ın Genel Müdürü Pozisyonundaki Ali Beyin bakış açısı, düşünce ve kültür dünyasıyla olan barışıklığı ve tanışıklığıdır diye düşünüyorum ve tebrik ediyorum.

Sinema Sanatçısı Yusuf Özpolat’ın da aralarında bulunduğu bir gurup gazeteci ve yazar bu gasilhane alarmını tartışırlarken bir ara kendimi ölmüş ve o morgda boylu boyunca uzanmış bir halde tahayyül ettim. Ve sonra mezarlığı ve biten hayatı ve ölümün konuşulmaya değer tek gerçek olduğunu düşündüm.

Hamit Bey ne yapsın!

Habire bu gasilhaneyi sorup duruyorum.

Yarın sizi şehir mezarlığına götüreyim diyor ben yaşasın diye karşılık veriyorum. Ne de olsa annem ve babam orada. Bu benim için bir lütuf olur.  Kendi kendime eve gittiğinde ilk işin , ”Gasilhanede Alarm” yazısını yazmak olsun herkes bunu duysun diyorum, lakin gecikmeli yazıyorum zira ağır gripten morga gitmeme ramak kala kolumu kıpırdatacak gücü ancak bulabiliyorum.

Gasilhanedeki morga alarm taktıklarına bakmayın siz!

Kaç kişi ölmüş de geri dönmüş? Umut fakirin ekmeğidir işte. Siz Allah geçinden versin mümkünse geç girmeye bakın o morga yoksa alarmın bir faydası yok, benden söylemesi. Hiç girmemenizi dilemek isterdim ne yazık ki öylesine bir dua kabul edilesi bir dua değil siz de biliyorsunuz!

Basın danışmanı Hamit Beye söylenip duruyorum:

Yani Meryem Hanım ölecek, gasilhanedeki morga girecek, ağlayan olursa ağlayacak, kurtulan “kurtuldum” diyecek, sevinecek; Sonra hoppa Meryem Hanım hortladı diyecekler vallahi istemem! Hortlamış adama da bir daha düzgün bakmaz bu millet Hamit Bey!

Morg, gasilhane, mezarlık, ölüm ve cenaze!

Beşi bir yerde kelimeler gurubunu pek sevimli bulmasak da gerçek, en hakiki gerçekler bunlar. Bu yazıyı yazarken itiraf ediyorum değişik ürpertilerle dolup taştım ve bir parça korktum hatta.

Hayata ve maddeye çok fazla bel bağlamamak gerek.

Bunun için de bu beşi bir yerdeliği akılda tutmak lazım.

Bu fani dünyada bu fani işler için gerçekten de ne üzülmeye, ne üzmeye, ne kızmaya ne de kızdırmaya lüzum var. Geliniz Ömer Hayyam’ın dizeleriyle bitirelim sözlerimizi;

“Bir geldi mi ağır ölüm uykusu
Biter bu dünyanın dedikodusu! 

Öyle değil mi?

Muhabbetle kalınız.

Meryem Aybike Sinan - Haber7
meryemaybike@gmail.com

Yorumlar10

  • faran 12 yıl önce Şikayet Et
    sayın İbrahim Dursun... arkadaş,parası neyse verelim,Allah rızası için yazma yahu! ne bu böyle okuyucuyla dalga geçer gibi aynı notu kopyala yapıştırla farklı zamanlarda aynı ve/veya farklı yerlere yapıştırıyorsun...iyi misiniz?
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • İbrahim Dursun 12 yıl önce Şikayet Et
    MORG !..VE GERİ DÖNÜŞ!..Buz gibi (!)bir yazı!..-1. Yanlış teşhis konularak morga misafir edilenlerin,kısa zaman sonra hayata geri dönüş yaptıklarını çok duyuyoruz..Bu ne hastanın nede doktorun elinde olan bir şey değil..Yani siz morgdan geri dönmek istemesenizde sizi orada bırakıp, mezara gönderemezler..Bunun için endişeye ve heyecana gerek yok sanırım.Söz konusu olay vukubuluncada Dünya dan ayrıp gitmeye niyetleneceğinizi sanmıyorum.Bakmayın siz şimdiki düşüncelerinize..Hele öyle bir şey vukuvulursa o zaman ki düşünceleriniz geçerli olur..Şimdikiler sadece duygusal bir yaklaşım!Bütün sıkıntılarına ve çilelerine rağmen -hayat- niğmeti Rabbimizin(cc) insanoğluna bahşettiği en kıymetli şeyerden.Velhasılı geri dönüşe itiraz edeceğinizi sanmıyorum o zaman..Biraz soğuk (!)ve buz gibi(!) bir yazı..Amma velakin hayatın sıcaklığı yanında o buzlar eriyip akmayada mahkum!..//-Elbet yürüdür fermanını, Kadir-ü Kayyum canan canan.Herkese layık sırrı tecella neler eyler,nelerrrr.//Alvarlı Hace Muhammed Lütfi...VesSelam
    Cevapla
  • demokrat 12 yıl önce Şikayet Et
    Faran Üstadım niye istihza diye algıladın anlamadım?. Zira gerçekten de yorumunuz hoştu ve istifade ettik. Güzel olan yapıcı olan şeyleri neden redddedip muhatabımızı incitelim ki üstadım. Hele böyle ölümü ziyadesiyle hissettiren bir yazıdan sonra ne haddimizedir ki böyle bir müstehzi nazar ile muhabbet eyleyelim. Baki selam ile.
    Cevapla
  • faran 12 yıl önce Şikayet Et
    sayın demokrat. kuvvetli bir istihza ile mi karşı karşıyayım? yok yani,noktalamalarından çıkaramadım..çok daha muhkem bir bilgiye vakıfsanız istifade etmekten imtina etmem..!
    Cevapla
  • demokrat 12 yıl önce Şikayet Et
    Faran bin yaşa emi bayağı güldürdün üstad. Hakikaten bu bıçak işini ben de düşünmemiştim niye koyarlar diye! Şimdi senin bu yorumundan onu da anladım. Belli ki Aybike Hanım da bilmiyordu ki yazmamış. Allah hepimizi hayırlı ölümlülerden eylesin. Bu yarı ironik yarı tefekkür yazısı için teşekkürler Meryem Hanım.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat