Neler Oluyor Bize?

  • GİRİŞ27.06.2024 09:01
  • GÜNCELLEME27.06.2024 11:05

Öğretmeni baş tacı eden ulvi bir zihniyetten öğretmen darp eden ve nihayet katleden köhne bir yapıya evrildik.

Yazık, çok yazık…

Sosyal dokumuz hızla çözülüyor, toplumumuz orta yerinden çatırdıyor, yuvalarımız çil yavrusu gibi dağılıyor, birlik-beraberliğimiz gün be gün bozuluyor, bunun neticesinde bazı çocuklarımız göz göre göre şehvet, nefret, hiddet ve şiddet bataklığına savruluyor.

Neler oluyor bize?

Toplumumuz hızla içinde yaşanmaz bir hal alıyor.

Gün geçmiyor ki şiddete dair vahim bir haberle karşılaşmayalım.

Trafikte, sağlıkta, tribünde, eğitimde velhasıl hayatın her alanında şiddet, adeta günümüzün hayat felsefesi haline geldi.

Henüz öğrencisi tarafından İstanbul’da öldürülen okul müdürünün acısı yüreklerimizde soğumadan, memleketin dört bir tarafında darp edilen eğitimcilerin hüzünleri hatırımızdan silinmeden dün yepyeni bir acıyla tanış olmak zorunda kaldık. Kocaeli’nin Çayırova ilçesi Fevzi Çakmak Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Mahir Çoğaç, evinden çıkıp otomobiline bindiği sırada tabanca ile başından vurularak öldürüldü.

Derinden derine sarsıldık. Üzüntüye gark olduk. Yıkıldık. Geleceğe dair ümitlerimizin kanatları kırıldı.

Şiddetin her türlüsünü kınıyor ve lanetliyorum. Mahir Çoğaç öğretmenimize Yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Allah ailesine ve yakınlarına sabır ihsan eylesin. Öğrencilerine, mesai arkadaşlarına ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyorum. Meslektaşımız, hepimize tahammülü zor bir acı bırakarak ayrıldı aramızdan. Mekanı cennet olsun.

Uzun zamandır acaba nerede hata yaptık da toplumumuz şiddet sarmalına yuvarlandı diye zihinlerimizi özeleştiri bombardımanına tabi tutuyoruz.

Bu gidişat kötü, bu durum vahim ve bu yolun sonu uçurum.

Dönülmez akşamın ufkuna savrulmadan bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor. Eğitimle ilgili önünü sonunu etraflıca düşünmeden alınan bazı kararları hızla gözden geçirmemiz lazım. Toplumsal yapıda ne gibi sonuçlar doğuracağını iyice hesaplamadan atılan bazı adımlardan gerekirse hızla geri dönmemiz lazım. Yoksa çok yakın bir gelecekte eğitim başta olmak üzere sosyal hayatın her alanını şiddetin pütürlü kolları sarıp sarmalayacak.

Allah korusun bu gidişatla sokaklarımız içinde yürünmez olacak. Canımız sıkıldığında evlerimizden dışarı çıkıp nefes alamaz hale geleceğiz.

Geçtiğimiz süreçte eğitimi; ilkokul, ortaokul ve lise olarak zorunlu hale getirdik. Kesintisiz eğitim yaklaşımıyla toplumumuzun bütün bireylerini en az lise mezunu yapıp bilgilerini ve görgülerini artırmak istedik. Bu sayede hem insanımız daha kültürlü olacak hem de toplumumuz daha yaşanılır hale gelecekti. Ne var ki bugünlerde bu işin önünü sonunu iyi düşünmediğimiz apaçık ortaya çıktı.

Talebelikten öğrenciliğe geçiş bize hiç yaramadı.

Talebe, talep eden yani ders almak isteyen demek. Talebeliğe talip olan çocuklarımız okullu olmayı gönüllü tercih ediyor ve şartlar ne olursa olsun her daim bilginin peşinde koşuyorlar. Eskiden okullarımızı aynı bu şekilde bilgilenmek ve ders almak isteyen talebeler doldururdu. Sonra kesintisiz eğitim furyası başladı ve bütün çocukların okula gitmesi zorunlu hale geldi. İsteyen de okullu oldu, istemeyen de.

Hiçbir anne-baba çocuğunu okutmaktan geri durmaz. Ama…

Neticede böylesine duyarlı veliler, çocuklarını okutabilmek için şehirlere akın ettiler. Bu süreçte şehirlerimiz ağzına kadar dolarken köylerimizin çoğu boşaldı. Oysa şehre gelen bazı çocukların okumaya hiç niyeti yoktu. Ne var ki kural onları okula gitmeye mecbur ediyor. Bir de veli ısrarı var tabi. Günde sekiz saat sınıfa hapsediyoruz böyle bir çocuğu. Zihin bilgiye tamamen kapalı ama şiddete sonuna kadar açık. Can sıkılmaya devam ettikçe şiddetin gizli kapıları da aralanmaya devam ediyor üstelik. Önce kitap, defter, kalem, silgiden çıkarmaya başlıyor gün be gün biriken hıncını ardından sıra, masadan. Daha da olmadı sınıfın pencere, kapı ve duvarlarından. Sonra akranlarından, okul kurallarından ve nihayet öğretmenlerinden…

Her devlet temel eğitimlerini tamamlatmak amacıyla vatandaşlarına ilkokul bitirmeyi zorunlu kılabilir ama bundan sonrası isteğe bağlı olmalı.

Okumak istemeyen çocukları veli veya kural zoruyla sınıflara kapatmanın ne o çocuğa ne o veliye ne o okula ne de bu ülkeye hiçbir hayrı ve faydası olmadı bundan sonra da olmayacak. Aksine zihni okumaya kapalı çocuklarımız yüzünden sınıf ve okul iklimlerimiz bozulmaya, okullarda akran zorbalıkları artmaya, disiplin vakaları çoğalmaya, şiddet olayları önü alınamayacak seviyelere çıkmaya devam edecek. Okul çevrelerinde bu tür gençleri elde etmek için kötü niyetli insanların dolanması da işin cabası…

Kalın sağlıcakla efendim.

Mürsel GÜNDOĞDU/ Haber7

murselgundogdu@gmail.com

Yorumlar36

  • MMB 2 ay önce Şikayet Et
    Yazınızda eksik yanlar var. Daha önce saygı duyulan öğretmenler ve eğitimciler vardı ve adam yetiştiriyorlardı insan yetiştiriyorlardı ancak günümüzde ne eski öğretmenler gibi dolu bir eğitimci var nede onlardan öğrettiklerini aktaracak ahlahklı nesil. kalan bir avuç saygın eğitimciler onlarda son demlerini yaşamaktadırlar
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Muzaffer Bayrak 2 ay önce Şikayet Et
    Mesele yazili ve gorsel basinda maalesef! Allah (cc) settar (ayiplari-kusurlari) ortendir. Basin mensuplari ise senelerdir milletin pisligini yazarak ve milletin gozune sokarak haberlerini yaptiniz. Hic bir harami ve pisligi ortmediniz! Aksine faş ettiniz. Simdi ne okdu bize diyorsunuz. Siyasetciside gazeteciside diyanetide ogretmenide hepiniz gelinen bu noktada sorumlusunuz.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Lokman Kaplan 2 ay önce Şikayet Et
    Ortaokul ve Lisede sınıfta kalma geri getirilmelidir.Böylece bir eleme olur ve öğretmenin itibarı tekrar yerine gelir.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • dursun urluca 2 ay önce Şikayet Et
    bu sefer sınıfta kalan öğretmeni öldürecek kendine göre sorunu çözeceğini zannedecek ortam kaos olacak. başta veliler terbiye edilmeliydi. babam rahmetli beni okula yazdırdığında eti senin kemiği benim demişti. ben yazdırırken ise eti de kemiği de senin demiştim. onlar hala öğretmenlerinin önünde önünü iliklerler ellerinden öperler. şimdi hayal bile edilemiyor o nesil gittiler.
  • Harun hoca 2 ay önce Şikayet Et
    Her tür lisede çalışmış bir emekli öğretmen olarak söylüyorum; lise eğitimi zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. Sayın Bakan bu çığlığa lütfen kulak versin.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Ebabil kuşu 2 ay önce Şikayet Et
    Sorun zorunlu eğitim değil ,sorun ahlak ve dini değerlerimizin ayaklar altına alınması ,sosyalleşen laikleşen sosya medya fonomeni hocalar ,hükümet yandaşı medya bile ahlaksız , kimin eli kimin cebinde olmayan diziler ,aşk meşk ,tabiki gençlik bozulur , aile bozulur, toplum bozulur , bir genci kaybetmek bir aileyi, bir aileyi kaybetmek toplumu kaybetmektir ....
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat