MİT'in teknoloji, bilim ve savunmadaki yeri ve önemi (Massachusetts İnstute of Technology)

  • GİRİŞ04.01.2025 09:04
  • GÜNCELLEME06.01.2025 09:05

1861 yılında kurulan MIT , toplumu daha iyiye dönüştürme amacıyla Cambridge’de kurulmuş bir üniversite. MİT(Massachusetts İnstute of Technology ) Önemi etkisi ve başarıları  ( QS World University Rankings )Dünya Üniversite Sıralamaları arasında birinciliği elinde tutuyor. 34 akademik bölüm için 4000 müracaat içinden sadece 150 öğrenciyle birlikte 2 Türk öğrenciye de kabul veriyor. 

Dünyanın en iyi üniversitesi olması ve birçok alanda özellikle teknoloji alanındaki bilimsel araştırma ve buluşlarıyla tüm dünya üniversitelerinin örnek aldığı köklü bir eğitim kurumu.

MİT’in Yazımızın başlığında yer alması elbette onun reklamını yapmak değil. Eğitim ve öğretimin Teknoloji, sağlık ve 34 akademik birimine olan etkileri ve ilişkisine dikkat çekmek. 

Yazımızda savunma, teknoloji, gelişme üretim gibi sistemlerin nasıl işlediğini ve aralarındaki ilişkiyi anlamaya çalışacağız.

( İlk kez uygulayacağımız , interaktif katılım tekniği ile okuyucuların konuya katkı vermesini ve  takip eden yazımızda yorum ve analizlerinizden bahsedeceğiz) 

Amacımız ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’da benzer başarılara ulaşan üniversitelerin özellikle ürettikleri Bilgi, Bilimsel çalışmalarıyla, Teknoloji ve özgün üretimlere nasıl ulaştıklarını ülke ekonomilerine verdiği katkıları, MIT’in başarılarından yola çıkarak, eğitim kurumlarının bilim ve teknoloji üretimindeki rolü ile savunma sanayine olan etkisini ve ülkemizdeki yansımalarını ele alacağız. 

MİT’NİN BAŞARILARI VE BİLİME KATKISI

MIT, sadece bir üniversite değil, bilimsel araştırmalar ve teknolojik yeniliklerin merkezidir. Şu ana kadar elde ettiği başarıları:

96 Nobel Ödülü: Kimya, fizik, tıp ve ekonomi gibi çeşitli alanlarda MIT mezunları ve öğretim üyeleri Nobel Ödülü kazanmıştır.

25 Turing Ödülü: Bilgisayar bilimlerinde en prestijli ödül olan Turing Ödülü, MIT mezunlarının bu alandaki öncülüğünü kanıtlamaktadır.

29 Teknoloji Madalyası: Teknolojinin gelişmesine katkı sağlayan bilim insanları ve mühendisler, MIT’deki çalışmalarıyla bu madalyaları elde etmiştir.

Bu başarılar, bilgi ve teknolojinin ülkelerin savunma sanayii ve ekonomik büyümelerine olan katkısını gözler önüne sermektedir. Savunma sanayiinde yüksek teknoloji üreten ülkelerin, aynı zamanda dünya çapında başarılı eğitim kurumlarına sahip olduğu görülmektedir.

Bilim ve teknoloji, öncelikli olarak üniversitelerde filizleniyor ve ardından ticari işletmelerin Ar-Ge laboratuvarlarında geliştiği görülüyor. Türkiye’nin üniversitelerini bu konuma getirmek devlet desteği büyük bir önem taşımaktadır. 

MIT ve benzeri  kurumların başarılarının ardında yatan nedenler şu şekilde özetlenebilir:

Devlet Desteği: ABD hükûmetinin MIT’e sağladığı büyük maddi destek ve bu kurumlara yönelik özgür eğitim politikaları.

Araştırma Odaklı Yaklaşım:  teorik bilgi ile uygulamalı çalışmalara eşit önem verilmesi.

Sanayi ile Ortaklıklar: sanayi ile işbirliği yaparak bilgi ve teknolojiyi ticari ürünlere dönüştürmektedir.

Bu yapıların, Türkiye gibi ülkelerde de uygulanmasıyla, benzer başarılara ulaşılabilir.

Altın ve kural arasındaki ayrılmaz ve fasit ilişki, bu alanda da kendisini gösteriyor. Bilime önem veren teknolojiyi üretiyor ardından lisans otoritesi olma hakkını da elde ediyor bunun sonucu milli gelir artışı ve kalkınma ortaya çıkıyor. 

En görüneni devletin bu eğitim kurumlarına sağladığı büyük maddi destek kolaylık ve özgür eğitim sistemine müdahil olmaması. Elbette sistemin işleyişini ve başarısını sadece bu üniversitelerin kararları ile gerçekleştirmesi mümkün değil bilgi ve teknoloji üretimlerinin stratejik olması nedeniyle de devlet regülasyonlarının katkısından da bahsetmeliyiz.

Günümüzde her şey hızlandı, gerçek ve orijinal üretimin ancak bilim kullanılarak yapılabildiğini, bu şarta uymayan ülkeler, üretenlerin ürünlerini ancak taklit edebilmektedir.

TEKNOLOJİNİN SAVUNMA VE EKONOMİDEKİ ETKİSİ

Modern savaşların artık sadece konvansiyonel silahlarla değil, teknolojik ve ekonomik yöntemlerle gerçekleştirildiği bir dönemdeyiz.

Elektronik Saldırılar: GPS konumlandırma sistemlerinin ve iletişim altyapısının devre dışı bırakılmasıyla, bir ülkenin askeri ve ekonomik kapasitesi zayıflatılabilir.

Siber Savaşlar: Finans sistemlerine ve kritik altyapılara yönelik siber saldırılar, toplum düzenini bozmada etkili olabilir.

Bu durum, teknolojik bağımsızlığın ve yerli çözümler geliştirmenin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir

GÜÇ DENGELERİNDE TEKNOLOJİNİN ROLÜ

Eski savaşlarda bir ülkeyi ‘’zapt etmek’’ ancak asker sayısı ve kullandığı konvansiyonel silahlarla mümkünken günümüzde ise teknolojiyi kullanarak işgal etmek hem kolay hem ‘’az masraflı ‘’ olmaktadır. 

Bu yöntemi “direkt ya da dolaylı “olarak kullanan ve şartlarını yerine getiren ülkelerin örnekleri ortadadır. 

Bu şartların en önemlileri teknoloji ve bilgiyi üretmekten geçiyor. İşte bu yöntem eğitim kurumlarının ürettikleri bu bilginin teknolojiye uyarlanmasıyla ülke ekonomilerine, savunmalarına ve toplam istihdama katkıları en üst seviyeye çıkmaktadır. 

Günümüzde ülkelerin güvenlikleri, sınırlarına tel çıt, duvar ve benzer engelleri kurarak sağlanamıyor. 

Diğer En etkili işgal, silah, asker ve savaş makinaları olmaksızın, ekonomiye olan müdahale ile etkili ve kolayca kısa sürede yapılıyor. 

Ekonominiz güçlüyse teknolojiyi üretiyorsunuz demektir. Aksi halde yeraltı kaynaklarınıza ve coğrafyanıza er geç sataşan ve fırsat kollayan ülkeler olacaktır. 

Diz çöktürmek için konvansiyonel savaş araçlarına ihtiyaç pek kalmadı. 

Teknoloji silahını kullanmak çok kolay ve ucuz. Her türlü İletişiminizi, akamete uğratmak konumlandırma sistemlerini interfere etmek, siber ataklarla ekonomiyi ve ulaşımı bloke etmek yeterli oluyor, size ait Konumlandırma GPS sistemleriniz yoksa Askeri ve sivil araçlar etkili kullanılamayacak hale gelecektir.

Uçaklarınız, siha,  iha ve diğer otonom araçlarınız ve silahlarınızı kullanmanız neredeyse mümkün olamıyor. Uçaklarınız gemilerinizin hareket kabiliyetleri azalacak ya da yok olacak bu yöntemin günlerce sürmesi maddi ve manevi tam bir felakete yol açacaktır.

SİBER ATAKLAR:  

Yıl içinde Avrupa da ve ülkemizde meydana gelen siber atakların sonucunda iletişimin akamete uğraması çok sayıdaki uçuşun iptalinin yansıra finans kuruluşları da bundan etkilenmiştir. Bu etkinin uzun sürmesi durumunda meydana gelecek ekonomik kayıplar ve toplum düzeninin bozulmasının yaratacağı etkiler kabul edilemez olacaktır. 

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE ALINACAK TEDBİRLER

Türkiye’nin bu risklere karşı önlem alarak teknolojik bağımsızlığını sağlamak ve savunma altyapısını güçlendirmek için alınması gereken tedbirler hazır ve yedekli olmalıdır.

MİLLİ KONUMLANDIRMA UYDULARI: 

Yabancı GPS sistemlerine olan bağımlılığı azaltmak için yerli konumlandırma sistemlerinin geliştirilmesi ve yedekli olarak çalışır tutulmalıdır.

ELEKTRONİK KARŞI TEDBİRLER: 

Elektronik karıştırma ve interferanslara karşı alternatif sistemlerin devreye alınması.

İNTERNET ALTYAPISI VE YEDEKLEME: 

İnternet hatlarının güvenliği artırılmalı ve yedekleme (back-up) sistemleri oluşturulmalıdır.

SİBER GÜVENLİK: 

Siber saldırılara karşı güçlü bir savunma mekanizması geliştirilmelidir.

YENİ BİR BAKANLIK: 

Tüm birimlerin bir arada ve senkronize çalışacağı çatı bir bakanlık ile hızlı ve anında aksiyon alabilecek bürokrasiden bağımsız bir yapı kurulmalıdır. Benzer yapıların gelişmiş ülkelerde örnekleri vardır.

SONUÇ

Savunma teknolojilerinin geleceği, bilginin üretilmesi ve teknolojiye uyarlanmasına bağlıdır. Türkiye, bu alandaki stratejik planlarını hızlandırarak yerli ve milli çözümler üretmeli, eğitim kurumları ile savunma sanayi arasındaki bağı güçlendirmelidir. Aksi takdirde, ekonomik ve askeri tehditler karşısında savunmasız kalma riski yüksek olacaktır.

Günümüzde teknolojik güç, bir ülkenin sadece savunma kapasitesini değil, aynı zamanda ekonomik ve politik etkisini de belirlemektedir. Bu nedenle, bilime yapılacak her türlü destek, geleceğe yapılmış bir yatırım olarak görülmelidir.

Muzaffer Şafak / Haber7

Yorumlar17

  • HRK 2 hafta önce Şikayet Et
    630+102 yıldır. (Tabii öncesi de var. )Yürüdüğümüz Devlet yolunda neredeyse Türklerin kurduğu tüm devletler lider konuma gelmiş ama sürdürülebilirlik konusunda zaafiyet yaşamıştır. bunun tek sebebi sürdürecek insan yetişmemesi ve sürdürecek ekonomik üretim faaliyetlerinde bulunulmamış olmasıdır.
    Cevapla
  • HRK 2 hafta önce Şikayet Et
    Çok güzel bir yazı istifade ettim. sonuç olarak; Devletin, Milli Güvenlik, Milli Eğitim ve Sağlıktan elini çekmemesini savunan bir kişiyim. Devlet olmanın parametreleri olan para, toprak, din , dil gibi unsurlardan olduğuna inanıyorum.
    Cevapla
  • Saieh 2 hafta önce Şikayet Et
    Çok önemli bir konu
    Cevapla
  • Saieh 2 hafta önce Şikayet Et
    Muzaffer Bey, 30 yıidır üikemizde Bilim ve Teknoloji Bakanlığının kurulmasının eizem olduğunu söylüyorum. Maaşesef, halen kurulmadı. Prof. Dr. Saleh Sultansoy
    Cevapla
  • Okur 2 hafta önce Şikayet Et
    Devletin bilim kazanımını özellere devrettiğinde eline ne geçecek.Savaş piilotlarını havayollarına kamu doktorlarını özel hastanelere devrettiğinde eline ne geçti.Telekom kitlerini özele verdiğinde halk mı kazandı neredeyse 6 aylık kar a devredilen çelik petrol kitleri noldu gelişip çoğaldı mı yoksa pansiyon sığırcılığı gibi mi istediği fiyatı mı dayatacak.adı eğitim ama mebe lafın mıvar
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat