Siyasette ‘ishâl-i fem’ salgını

  • GİRİŞ16.04.2025 09:00
  • GÜNCELLEME17.04.2025 08:38

Birtakım siyasetçiler var. Ruh ve sinir hastalıkları uzmanı ve ülkemizin ilk modern ruh sağlığı hastanesini kuran merhum Doktor Mazhar Osman Usman’ın tarifiyle “ishâl-i fem” yani “ağız ishali”ne yakalanmış gibi…

“Çene ishali” de denilen bu hâl, mecazî bir marazı anlatmak için kullanılır; tıbbî bir terim değildir. Gereksiz yere çok fazla konuşan, ne konuştuğunu bilmeyen, sözünün nereye varacağını kestiremeyen kişileri anlatmak için kullanılır.

“İshâl-i fem” tamlamasına günümüz dilinde pek rastlanmıyor.

Arapça “fem” kelimesi “ağız” anlamına geliyor; ishal ise malum…

Ağır, ağdalı, süslü ve esprili bir dille gereksiz yere çok fazla konuşan kişilerle dalga geçmek, bazen de aşağılamak için başvurulan bu deyim, edebiyatta da kullanılır:

Zât-ı âlinizde öyle bir ishâl-i fem hâli mevcut ki, lâfı sükûta getirmek ne mümkün!”

***

Bu deyime benzer bazı tamlamalar da var:

Çenesi düşük bunlardan biri…

Diline vurmak…

Çene çalmak…

Ağzı laf yapmak…

Geveze olmak…

Dili pabuç gibi olmak…

Ama bunların hiçbiri ne ironi ne de anlam bakımından “ishâl-i fem”in yerini dolduracak güçte değil.

Bu hastalık sahibine zarar vermez bilakis muhataplarını hasta eder!

Bulaşıcı değildir…

***

Bu kavram sadece bizde yok. Yunanca “logos” (laf veya kelime) ve “rhö” (akıntı) kelimelerinin izdivacıyla “logorhö”ye dönüşmüş ve “lâf ishali” halini almıştır. Yani bizdeki karşılığı ile hemen hemen aynı…

Bu hastalığa yakalanmış kişiler kontrollerini kaybetmiştir. Yeter ki lâf olsun, torba dolsun!

Eskiden daha çok ununu elemiş siyasetçiler bu hastalığa düçâr olurdu: “Ben var ya ben… Bir zamanlar makamda iken…”

Anlatır da anlatırlardı.

Türk siyaseti, başlangıç dönemlerinde dört kelimeden bir cümle kuramayan, örneğin, merhum Mesut Yılmaz gibi bir siyasetçi ile tanıştı. Her kelime arasına reklam alınacak sakinlikte konuşan Yılmaz, sonraları “ishâl-i fem” pençesine düşmemiş idi ancak politik hayatının son demlerinde seriye bağlamıştı üslubunu…

***

“Lâf-ı fem” veya “logorhö”

Hangi tabiri kullanırsak kullanalım…

Dimağı dumura uğratan, iradeyi zayıflatan, muhatabını felç eden bir haldir.

Nerden mi geldim bu meseleye?

İzah edeyim:

CHP lideri Özgür Özel, partisinin Samsun’da düzenlediği “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde bir konuşma yaptı.

Dedi ki: “Bundan tam 106 yıl önce 19 Mayıs’ta, tam da burada, Samsun’daki Tütün İskelesi açıklarına bir vapur demirledi. İstanbul’dan yola çıkan o vapur dört gün boyunca Karadeniz’in dalgaları ile çırpınarak, boğuşarak Samsun’a gelmişti. O vapuru Anadolu adına, Samsun adına ilk karşılayan, yanaşan, vapurun üzerine çıkan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, ‘Hoş geldin, emrindeyim’ diyen kişi Binbaşı Mahmut Ekrem’di. O gün Gazi Paşa’yı Kurtuluş Savaşı için karşılayan Ekrem’di. Kurtuluşumuzun yürüyüşünü başlatacağımız, ilk adımı atacağımız bugün de Ekrem Başkan’ı yüz binler karşılıyor Samsun’da, yüz binler.”

Bu ilk değil ki!

Partisinin grup toplantısında (22 Ekim 2024), MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “açılım” çağrısını eleştirmeye çalışırken şu cümleleri kurmuştu:

“Devlet Bey el yükseltti. El yükseltiyorum Devlet Bey, ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Tam olarak kendilerini ait hissetmeyen bütün Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum. Varsanız hep beraber bunu yapalım. Hodri meydan.”

***

Hatırlayalım…

Hakkındaki iddialar nedeniyle tutuklanan Ekrem İmamoğlu, İBB Başkanı seçildiği aylarda, tıpkı bugünkü liderine benziyordu. Merhum Topbaş tarafından projesi onaylanan ve ihalesi tamamlanan bir tesis için “temel atmama” töreni düzenlemiş ve gazetecilerin ve katılımcıların şaşkın bakışları arasında projeyi iptal etmişti. Kendisini alkışla(ya)mayanlara dönüp, “Yanlış anlamayın, sizden öyle bir talebim yok. Bu ağaçların yaprakları beni çılgınca alkışlıyor” demişti.

Hiç farkları yok, değil mi?

Hep aynı hâl!..

***

Bu görkemli saçmalama hâlleri bana Fransız şair Comte De Lautréamont’un, “Yeterince hırsızlık yaparsan, çaldığın paralarla seni aziz ilan edecek bir kitle satın alabilirsin” sözünü hatırlattı.

Yanlış anlaşılmasın…

Sadece bir durum analizi yapmak için bu sözü aktardım. Yoksa hukuka inanan herkes gibi ben de masumiyet karinesine sonuna kadar bağlıyım.

Ama ey kârî…

Nasıl konuşulursa konuşulsun…

Ne anlatılırsa anlatılsın…

Hangi coşku seline kapılınırsa kapılınsın…

Mızrakla çuvalın boyu aynı değil; mızrak çuvala sığmıyor.

 

***

Mevzu daha çok su götürür…

Milletçe dua edelim:

“Allah’ım! Her nerede lâf-ı fem hastalığının pençesine düşmüş bir kulun var ise ona trismus (çene kilitlenmesi) mucizesi ihsan eyle. Şayet fayda etmiyorsa, sözlerini hayırlı kıl, dinleyenlerinin kalbine tesirli olmasını sağla. Onu doğru yola ilet, lisanını aç, gönlünü ferahlat, diline vefa, kalbine huzur ver. Âmin…”

 

Yorumlar11

  • Ayşe Sağır 5 gün önce Şikayet Et
    Kaleminiz şahitlik ediyor, kalbiniz haktan ve hakikatten yana atıyor.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • NECMEDDİN 5 gün önce Şikayet Et
    Eyyy kötü tutkularını atmış RUHUNU faziletlerle donatmış en YÜCE ve en GÜZEL İNSAN ALLAH CC.senden sende ALLAH CC.DAN hoşnut ve RAZI olarak ALLAH CC.dön,HOŞNUT ve RAZI olduğu HAS kulları arasına katılıp FİRDEVİS CENNETİNE(CENNETİN EN ÜST VE ORTA YERİNE)giriniz,KUTSAL DEĞERLERİNİ HER ŞEYİN ÜZERİNDE SEVEN DEĞERLİ VATAN ve MİLLETİNİN HAS evladı ağabeyim.SELAM VE DUALARIMLA ALLAH A EMANET OLUNUZ.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • misafir 5 gün önce Şikayet Et
    Yazıyı bir eğitimci ve yazar olarak dikkatlice okudum.Müstefit olduk.Kaleminize sağlık..
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Serpil 5 gün önce Şikayet Et
    Hiçbir şey bilmiyor ki konuşsun adam siyaset adamı değil mahalle kavgası vari konuşmalar bunların peşinden giden dumura uğramış akıllar
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Nurcihan 5 gün önce Şikayet Et
    İshal-i fem > chp nin düçar olduğu genetikten gelen hastalığı. Duanıza amin demekten başka yapılacak bir şey yok ne yazık.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat